Translation of "Amerikaanse" in Turkish

0.071 sec.

Examples of using "Amerikaanse" in a sentence and their turkish translations:

Ze is Amerikaanse.

- O bir Amerikalı.
- O, bir Amerikalıdır.

- Kun jij Amerikaanse volksliedjes zingen?
- Kun jij Amerikaanse folkliedjes zingen?

Amerikan halk şarkısı söyleyebilir misin?

Hij studeert Amerikaanse geschiedenis.

- O, Amerikan Tarihi eğitimini yapıyor.
- O, Amerikan Tarihi Bölümünü okuyor.

Ze is Afro-Amerikaanse.

O bir Afrikalı Amerikalı.

Europa wordt een Amerikaanse kolonie.

Avrupa artık bir ABD kolonisi oluyor.

Ik hou van Amerikaanse films.

Amerikan filmlerini seviyorum.

Waar is de Amerikaanse ambassade?

Amerikan büyükelçiliği nerede?

Ik lees graag Amerikaanse romans.

Amerikan romanlarını okumak hoşuma gider.

Lucy is een Amerikaanse studente.

Lucy Amerikalı bir öğrencidir.

Tom is een Amerikaanse staatsburger.

Tom bir Amerikan vatandaşı.

Ik heb alleen Amerikaanse munten.

Sadece Amerikan paralarım var.

Harry is een Amerikaanse acteur.

Harry Amerikalı bir aktördür.

Dit is de Amerikaanse ambassade.

- Burası Amerikan Büyükelçiliği.
- İşte Amerikan Büyükelçiliği.
- İşte Amerikan elçiliği.

- Amerikaanse keukens zijn groter dan Japanse.
- Amerikaanse keukens zijn veel groter dan Japanse keukens.

Amerikan mutfakları Japon mutfaklarından çok daha büyüktür.

Het schip voer de Amerikaanse vlag.

Gemi bir Amerikan bayrağı dalgalandırıyordu.

De Amerikaanse Burgeroorlog duurde vier jaar.

Amerika Birleşik Devletleri'nin İç Savaşı dört yıl sürdü.

Susan studeert als hoofdvak Amerikaanse geschiedenis.

Susan, Amerikan tarihi bölümünde okuyor.

Lord Ashburton had een Amerikaanse vrouw.

Lord Ashburton'ın Amerikalı bir eşi vardı.

Miles Davis was een Amerikaanse jazzmuzikant.

Miles Davis bir Amerikalı caz müzisyeniydi.

De Amerikaanse film was een groot succes.

O Amerikan filmi büyük bir başarıydı.

Op de Amerikaanse vlag staan vijftig sterren.

Amerikan bayrağında elli yıldız var.

Hij is een van de Amerikaanse presidentskandidaten.

O, Amerikan başkanlık adaylarından biri.

Excuseer me. Waar is de Amerikaanse ambassade?

- Affedersiniz. Amerikan elçiliği nerede?
- Bakar mısınız? Amerikan Konsolosluğu nerede?

Walt Whitman is mijn favoriete Amerikaanse dichter.

Walt Whitman benim en sevdiğim Amerikan şairidir.

De oorlog heeft het Amerikaanse volk verenigd.

Savaş Amerikan halkını birleştirdi.

Want de kracht van Latijns-Amerikaanse vrouwen is bewonderenswaardig. Want de kracht van Latijns-Amerikaanse vrouwen is bewonderenswaardig.

Çünkü Latin kadınlarının gücü hayranlık vericidir. Çünkü Latin kadınlarının gücü hayranlık vericidir.

Het Amerikaanse budget voor de militaire fanfare alleen

ABD'nin askeri birlikler için bütçesi

Hij is een diplomaat bij de Amerikaanse ambassade.

- O, Amerikan büyük elçiliğinde diplomattır.
- O, Amerikan elçiliğinde görevli bir diplomat.

Paus Franciscus is de eerste Latijns-Amerikaanse paus.

Papa Fransis ilk Lâtin Amerikalı papadır.

De prins leerde Engels van de Amerikaanse dame.

Prens, Amerikalı bir bayandan İngilizce öğrendi.

Daar vallen slechts 20% van de Amerikaanse arbeiders onder.

Ve Amerikalı çalışanların sadece yaklaşık %20'sinin çalıştırıldığı şirketler.

Ik ben een groot bewonderaar van de Amerikaanse cultuur.

Ben Amerikan kültürünün büyük bir hayranıyım.

We hebben elkaar ontmoet in de les Amerikaanse geschiedenis

Biz Amerikan tarihi dersinde tanıştık.

Deze roman is geschreven door een bekende Amerikaanse schrijver.

Bu roman ünlü bir Amerikan yazar tarafından yazılmıştır.

...op een migratie van 5000 kilometer langs de Amerikaanse westkust.

Amerika'nın batı kıyısından aşağıya 5.000 kilometrelik göç yolundalar.

De Amerikaanse kranten wisten al van de staatsgreep in Brazilië...

ABD gazeteleri daha darbe olmadan önce

Baseball is in verschillende Latijns-Amerikaanse landen een populaire sport.

Beyzbol çeşitli Latin Amerika ülkelerinde oldukça popüler bir spordur.

Eén van de Amerikaanse staten is beroemd vanwege zijn ananassen.

Amerikan devletlerinden biri ananası ile ünlüdür.

Zij denkt dat Europese auto's beter zijn dan Amerikaanse auto's.

O, Avrupa arabalarının Amerikan arabalarından daha iyi olduğunu düşünüyor.

De kleuren van de Amerikaanse vlag zijn rood, wit en blauw.

Amerikan bayrağının renkleri kırmızı, beyaz ve mavidir.

De eerste immigranten in de Amerikaanse geschiedenis kwamen uit Engeland en Nederland.

Amerikan tarihindeki ilk göçmenler İngiltere ve Hollanda'dan geldiler.

Amerikanen noemen het de Vietnamoorlog; de Vietnamezen noemen het de Amerikaanse oorlog.

Amerikalılar bunu Vietnam savaşı ; Vietnamlılar ise Amerikan savaşı olarak adlandırır.

Ik hoorde dat een Zuid-Amerikaanse kampeerder door een anaconda is opgegeten.

Güney Amerikalı bir kampçının bir anakonda tarafından yenildiğini duydum.

Een reusachtig tekort op de federale begroting vergiftigt de Amerikaanse economie al vele jaren.

Dev bir federal bütçe açığı, yıllardır Amerikan ekonomisinin başına bela oldu.

Toen werd er gezegd: 'Er is geen staatsgreep in Amerika... ...omdat ze geen Amerikaanse ambassade hebben.'

O sıralarda şöyle bir espri vardı, "ABD'de asla darbe olmaz çünkü orada ABD büyükelçiliği yok."

Sami is een Afro-Amerikaanse man die zich op 26-jarige leeftijd tot de islam bekeerde.

Sami 26 yaşında Müslüman olmuş bir siyahi Amerikalı.

- Hij bezocht de kust van Zuid-Amerika in 1499.
- Hij bezocht de Zuid-Amerikaanse kust in 1499.

1499 yılında Güney Amerika kıyısını ziyaret etti.

- In elke Amerikaanse stad bevindt zich een bibliotheek.
- In de Verenigde Staten is er in elke stad een bibliotheek.

Amerika Birleşik Devletleri'ndeki her şehirde bir kütüphane vardır.