Translation of "Gewond" in Turkish

0.018 sec.

Examples of using "Gewond" in a sentence and their turkish translations:

- Niemand was gewond.
- Niemand is gewond geraakt.
- Niemand werd gewond.
- Niemand raakte gewond.

Kimse yaralanmadı.

Iemand gewond?

Yaralı var mı?

- Niemand is gewond geraakt.
- Niemand werd gewond.

Kimse yaralanmadı.

Ben je gewond?

Canın yandı mı?

Ik ben gewond.

Yaralandım.

Tom is gewond.

Tom yaralandı.

Is Tom gewond?

Tom yaralı mı?

Ik was gewond.

- Yaralandım.
- Yaralanmıştım.

Tom is gewond geraakt.

Tom kendini incitti.

Is er iemand gewond?

Yaralanan var mı?

Hij was zwaar gewond.

O kötü bir şekilde yaralandı.

Verder raakte niemand gewond.

Başka hiç kimse yaralanmadı.

Drie soldaten raakten gewond.

Üç asker yaralandı.

Tom was niet gewond.

Tom yaralanmadı.

Tom was zwaar gewond.

- Tom kötü yaralandı.
- Tom ağır yaralıydı.

Niemand is gewond geraakt.

Kimse yaralanmadı.

Ze was niet erg gewond.

O ağır yaralı değildi.

Gelukkig werd er niemand gewond.

Allahtan, kimse yaralanmadı.

Hoe ben je gewond geraakt?

Nasıl yaralandın?

Tom zou gewond kunnen raken.

Tom yaralanmış olabilir.

Gestorven van ouderdom of gewond geraakt.

Ya yaşlılıktan ya da yaralandığı için ölmüştür.

Hij lag gewond op de grond.

O, yerde yaralı yatıyordu.

- Tom was gewond.
- Tom was gekwetst.

Tom incindi.

Ik dacht dat je gewond was.

Yaralandığını düşündüm.

Hij raakte gewond in een verkeersongeluk.

Bir trafik kazasında yaralandı.

Tom raakte gewond bij de explosie.

Tom patlamada yaralandı.

Hij was aan de schouder gewond.

Omuzdan yaralandı.

- Ben je ooit gewond geweest door een kogel?
- Bent u ooit gewond geweest door een kogel?

- Hiç ateşli silahla yaralandınız mı?
- Hiç kurşun yarası aldınız mı?

De soldaat was gewond aan het been.

Asker bacağından yaralandı.

Gelukkig raakte geen van de passagiers gewond.

İyi ki, hiçbir yolcu yaralanmadı.

Ze raakte gewond in een auto-ongeluk.

O, bir araba kazasında yaralandı.

Ik wil niet dat je gewond raakt.

Yaralanmanı istemiyorum.

Ik wil niet dat iemand gewond raakt.

Kimsenin canının yanmasını istemem.

Ben je bang om gewond te raken?

İncinmekten korkar mısın?

We willen niet dat hij gewond raakt.

Onun yaralanmasını istemiyoruz.

Bij het ongeluk raakten drie mensen gewond.

Kazada üç kişi yaralandı.

Drie mensen raakten gewond door de explosie.

Patlamayla üç kişi yaralandı.

Anderen raakten gewond toen ze zich wilden verzetten.

Bazıları yaralandı, sonra iyileşti.

Rivoli, raakte tweemaal gewond en promoveerde tot kolonel.

Rivoli'de üstünlükle liderlik etti , iki kez yaralandı ve Albay'a terfi etti.

Tom was niet gewond geraakt bij het ongeluk.

Tom kazada yaralanmadı.

Tom is gewond geraakt bij een auto-ongeluk.

Tom bir araba kazasında yaralandı.

Geef me de portemonnee, en niemand raakt gewond.

Cüzdanı uzatın ve kimse incinmiyor.

Eén van de spelers raakte tijdens het spel gewond.

Oyunculardan biri oyun sırasında sakatlandı.

In het geval van het Indiase luipaard, raak je gewond.

Hint parsı söz konusu olduğunda yaralanırsınız.

Hij raakte één keer ernstig gewond en één keer gevangengenomen.

bir kez ciddi şekilde yaralandı ve bir kez yakalandı.

Laten we hopen dat Tom niet te zwaar gewond was.

Umarım Tom çok kötü yaralanmamıştır.

- Je ziet er gewond uit.
- Je lijkt beledigd te zijn.

İncinmiş gibi görünüyorsun.

Hij zei dat hij gewond raakte omdat het luipaard geïrriteerd was.

Parsın sinirli ve heyecanlı olduğu için kendisini yaraladığını söylüyor.

We moeten hem dringend naar het ziekenhuis brengen, hij is zwaar gewond.

Onu hastaneye yetiştirmek zorundayız. O fena halde yaralı.

Aanvallen bij Krasny en bij Smolensk, waar hij gewond raakte in de nek.

- Krasny'de ve Smolensk'te boynundan yaralandığı saldırılara öncülük etti.

20.000 mannen gedood, gewond of gevangen genomen - 40% van het leger van Bennigsen.

Bennigsen'in ordusunun 40%'ı 20.000 civarında asker ölü, yaralı ya da esir durumdaydı

Het was omdat hij gewond was dat hij besloot terug te keren naar Amerika.

O yaralandığı için Amerika'ya dönmeye karar verdi.

Ik kan niet uitgaan omdat ik een week geleden gewond raakte in een ongeval.

Ben bir hafta önce bir kazada yaralandığım için dışarıya çıkamam.

En dat rond de 120 mensen gewond zijn geraakt door luipaarden... ...in de laatste zeven jaar.

Ve son yedi yılda parslar tarafından yaralanan kişi sayısı 120 civarında.

Ik heb je gezegd dat het gevaarlijk was. Je raakte gewond omdat je niet hebt geluisterd.

Sana onun tehlikeli olduğunu söyledim, incinmenizin nedeni dinlememenizden kaynaklanıyordu.