Examples of using "يموت" in a sentence and their turkish translations:
Tom neredeyse ölüyordu.
Sami neredeyse hayatını kaybediyordu.
Sami Müslüman olarak ölmek istiyordu.
enerjileri tükendikten sonra ise karıncaların hepsi ölüyor
Sonuncusu ölene kadar güvende değilsiniz.
Herkes ölür.
Jamal onun için ölürdü.
Sami muhtemelen ölüyordu.
Sami ölüyordu.
Üçte biri, bir ayını doldurmadan ölecek.
Sami bu kadar korkunç şekilde ölmeyi hak etmedi.
Hala şiiri okurken ayağa kalkar ama son dizeyi tamamlamaz.
Virüsten ölmeyen açlıktan ölecek bu gidişle. Bilinçli insanlar olarak evdeyiz.
Yıllar önce Everest Dağı'nda ölecek olan büyük İngiliz kaşif George Mallory'ye