Examples of using "يأتي" in a sentence and their turkish translations:
...tehlike doğurur.
Gece herkes rahat bir nefes alıyor.
Şamanizm'den gelmektedir
Hiç kimse gelmedi.
Kimse gelmiyor.
kibar bir yabancıya vereceğim.
ve içgörü (anlayış) gelecek.
İşte bu noktada meditasyon devreye giriyor.
bütün ana babaların ödü kopar.
Böylece sıra bana geldiğinde
bir saat içinde doğmazsa
İşte bu noktada Çin devreye giriyor.
İşte toprağın devreye girdiği yer:
Umarım, insanlar geldikçe
O gelmeyecek, değil mi?
Bebekler nereli?
O, sorun çıkarmak için geldi.
John'un geleceğini umuyorum.
Tom gelmek istiyor.
Ona gelmesini söyledim.
Cumartesi, pazar gününden önce gelir.
Pazar, cumartesiden sonra gelir.
Pazardan sonra pazartesi gelir.
Bu noktada projemiz devreye giriyor.
önüne gelen her şeyi yutuyor
İşte arkadaşlık burada devreye giriyor.
insanlar bu dağı görmek için Nepal'e geliyor
Haydan gelen huya gider.
Tom gelmek istiyor mu?
Tom buraya gelinceye kadar bekleyeceğiz.
Öğretmenimiz araba ile okula gelir.
Elbette doğru zaman geldiğinde
Bu durumda paylaşma ekonomimiz devreye girer
Spor buna karşıt bir görüş sunuyor.
Babam tüm maçlarıma tişört giyerek gelir,
asıl sır bundan kaynaklı olabilir
Bu soru neden bizim aklımıza geliyor ?
Babam eve gelmeden önce uykuya daldım.
Artık hiç kimse beni ziyaret etmeye gelmiyor.
O, hasta arkadaşını ziyaret etmek için her gün gelir.
Her seferde bir veya birkaç.
onun dışında herhangi bir özel aileden geldiği
ya geç gelip yada hiç gelmeyen arkadaşınız yok mu?
insanların kafasına şöyle bir soru da gelebiliyor
her sekiz saatlik vardiyada yeni biri geliyor.
O, yılda bir kez Tokyo'ya gelir.
Tom'un gelmeyeceğini gerçekten düşünüyor musun?
Tom dün gece partiye gelmedi.
O her üç günde bir buraya gelir.
- Tedavi olmak için buraya geliyordu.
- O tedavi olmak için buraya gelirdi.
Talihsizliklerin asla tek başına gelmediklerini unutmuyorum.
Sami'nin gelmemesi gerekirdi.
Belki bir akrep de gelir ve böceklerle beslenmeye çalışır.
Cevabın diğer bir kısmı da gazeteciliğin doğasından geliyor,
önüne gelen her şeyi yok ederek ilerliyor
Kıvılcım 28 Haziran'da Sarajevo şehrinde patladı.
Mary, Tom'un partiye gelmesini istemedi.
Onun gelebileceğini umuyorum! Onu görmek istiyorum.
Hani o bacak kadar çocuk gelip bana raptorlar hakkında ahkâm kesemez.
Belki bir akrep gelip böcekleri yemek ister.
Cevabın bir kısmı bilişsel psikolojide gizli.
daha çok polis gelsin panzer gelsin helikopter gelsin diye
Ve o anda bir yerden bir ok uçarak gelir ve ona çarpar.
. Önceliklerinden biri, tüm yabancı ve paralı askerlerin Libya'dan
limanın en tepesi olarak gelen Çin anlaşmasını imzaladı. öncelik, ancak
Bu adaya her yıl birçok turist gelir.
bunlar istatistiksel veya siyasi reklam aracı hâline geldiğinde
Ankara'ya geliyor ayağının tozuyla. Türk halkı bir birey olmalıdır,
Bunu kendi başınıza yapamazsınız. O zaman arkadaşlarınız geliyor.
Ama riskleri de var. Hasta olmak istemezsiniz.
Arka bahçenizden gelen bir şey için hiç de fena değil.
Ve balıklar onunla besleniyor. Bir sürü leşçi beslenmeye geliyor.
sağlanana kadar varlığının devam edeceğini söylüyor
Başarı tembellikten gelmez.
Tatoeba: Detaylara dikkatin kutsal olduğu yerde ceza hızlıdır.
Selam, muhabbet, cadde, eczane. İşte en son bu geliyor.
hiç kimsenin istemediği ve gelip almadığı bir valiz,
yine de birileri gelip "Bu yeterince iyi değil,"
. Esma'nın Suriye'deki imparatorluğu . Gözlemcilere göre Asma's
Tom her yıl doğum gününde buraya gelmeyi seviyor.
Bu bilmecenin ipucu yine antik kayaç kayıtlarından geliyor.
Almanlar kurtarmaya zorlandı, Varşova'ya yönlendirme saldırısı başlattı.
ama sen bunları umursama ama çocuğun ders dinlemeye gelince vay benim çocuğumu kayıt ederler
düşman olarak gördüğü ve düşman olarak tüm dünyaya ilan ettiği adamla yan yana geliyor