Translation of "مليء" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "مليء" in a sentence and their turkish translations:

الكوب مليء بالحليب.

Bardak süt doludur.

العالم مليء بمروجي الشائعات والكذابين.

Dünya dedikoducular ve yalancılarla dolu.

كمكان مليء بالفرص اللانهائية والأشخاص الرائعين.

sonsuz fırsatlar ve harika insanlarla dolu bir dünya olarak.

‫وأيضاً،‬ ‫هذا المكان مليء بسرطان البحر.‬

Aynı zamanda yengeçlerle dolu.

إن تاريخ الجراحة مليء بالاكتشافات المذهلة

Cerrahinin tarihi günümüz cerrahlarına

شخص جيد جدا مليء بالخير للجميع

çok iyi olan bir insan herkese karşı iyilik dolu

هذا هو السبب في أن القمر مليء بالفوهات.

Ay'daki kraterlerin sebebi de bu.

أو "Hairies" ، مصنوعة من نسيج مخيط مليء ... الشعر.

veya "Tüyler", kıllarla doldurulmuş ... dikilmiş kumaştan yapılmış.

لكن عندما فتحت حنفية الحمام، خرج سائل أسود مليء بالفقاعات.

Ama ben duş musluğunu açmak için çalıştığımda, bu siyah kabarcıklı sıvı dışarı çıktı.

الجيش مليء بالرجال الشجعان ، لكن ميشيل ناي هو بالفعل أشجع الشجعان ".

Ordu cesur adamlarla dolu, ancak Michel Ney gerçekten cesurların en cesurudur. "

‫وفاز الذكر الصغير على خصمه.‬ ‫في عالم مليء بالضجيج، أحيانًا يفيد الصمت.‬

...minik erkek dişiyi kazanıyor. Gürültülü bir dünyada bazen sessiz kalmak iş görüyor.