Examples of using "مشهد" in a sentence and their turkish translations:
Muhteşem bir manzara!
Realistik bir sahne göstermek istemiyorum.
üstelik, orada bir de yürüyen merdiven sahnesi vardı
Kayalığın üzerine çıktık. Muhteşem bir manzara.
aynı çizgi filmde bir de Trump'ın ölüm sahnesi vardı
Şimdi size kapalı alanda çektiğimiz başka bir örneği göstermek istiyorum.