Examples of using "لوضع" in a sentence and their turkish translations:
ve sonra otomatik pilota döneriz.
Tamam, kayaklar için oyuğu kazdım.
Bunu size şöyle açıklayabilirim:
Bu defa o yumurta bırakacak. Etrafta daha az avcı var.
Bizi 2 derece sınırında tutacak iddialı hedefleri belirlemekte
Genellikle, acılarımızın üzerine temiz bir sayfa çekme arzusu duyarız,
Bu esnada, Hannibal komutanlarını toparlayıp planını anlatıyor.
Vücudunun büyük bir kısmı o yumurtalar için feda ediliyor.
Çiftleşme sona erdi. Yumurtalarını bırakmak için yerin altına gidiyor.