Translation of "كبيرًا" in Turkish

0.003 sec.

Examples of using "كبيرًا" in a sentence and their turkish translations:

وكانت شيئا كبيرًا.

Oldukça büyük bir şeydi.

وقد ارتكبتُ خطأ كبيرًا.

Ben kocaman bir hata yaptım.

كان ذلك نجاحًا كبيرًا.

Bu, büyük bir başarıydı.

أنت ترتكب خطأً كبيرًا.

Büyük bir hata yapıyorsun.

سواءً كان صغيرًا أو كبيرًا،

küçük ya da büyük olsun,

وقد سبب لي هذا ألما كبيرًا.

ve bana büyük acılar yaşattı.

أشرب كوبًا كبيرًا من عصير الكرفس،

koca bir bardak kereviz suyu içiyorum

من الخارج، تشبه كيسًا كبيرًا قابلًا للنفخ

Dışarıdan bakınca nefes alma sırasında şişen,

وتشكل هذه المجرات دليلًا كبيرًا على خصائص المادة المظلمة.

Ve bu ufaklıklar karanlık madde açısından önemli ipuçları.

لدى عودته إلى باريس ، تلقى سولت ترحيبًا كبيرًا من نابليون.

Soult, Paris'e döndüğünde Napolyon'dan bir kahramanı karşıladı.

‫كنت أحظى بيوم رائع.‬ ‫رأيت سربًا كبيرًا من أسماك الأحلام.‬

İnanılmaz bir günü hatırlıyorum. Büyük bir çitari sürüsü vardı.

في ذلك اليوم، حقق الجيش الإسلامي انتصارًا كبيرًا في عين جالوت

O gün Müslüman Ordusu Ayn Calut'ta büyük bir zafer kazandı.

لقد أثبت زواجًا محبًا ومصدرًا كبيرًا للقوة لدافوت في السنوات القادمة.

Önümüzdeki yıllarda Davout için sevgi dolu bir evlilik ve büyük bir güç kaynağı oldu.

سرعان ما تميز بكونه فارسًا ومبارزًا جيدًا ، وكان رقيبًا كبيرًا في

katıldı . Kısa süre sonra kendisini iyi bir atlı ve eskrimci olarak ayırt etti

في اليوم التالي ، قاتلت قوات دافوت هجومًا فجرًا نمساويًا كبيرًا ... ثم شنت هجومها

Ertesi gün, Davout'un birlikleri büyük bir Avusturya şafak saldırısında savaştı… sonra kendi saldırısını

بحلول ربيع عام 217 ق.م. حشد صدربعل جيشًا كبيرًا بما يكفي لشن هجوم ضد غنويس

M.Ö 217'nin bahar ayı ile birlikte Hasdrubal yeterli birliği Gnaeus' karşı yapacağı büyük taarruz için topluyor