Examples of using "حاسوب" in a sentence and their turkish translations:
Okul kütüphanesindeki bilgisayar kabinlerini kullanarak
Sami bir bilgisayar ekranının arkasındaydı.
bütün düşüncelerinizi merkezi bir bilgisayara aktarmak istese
Sami, Leyla'nın bilgisayarına casus yazılım yükledi.
Ben ilk bilgisayar oyunumu on iki yaşındayken programladım.
Tek ihtiyacınız, telefon, tablet veya bilgisayar,