Translation of "تسبح" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "تسبح" in a sentence and their turkish translations:

تسبح السمكة بتحريك ذيلها.

Balık kuyruğunu hareket ettirerek yüzer.

هي تستطيع أن تسبح.

- O yüzebilir.
- Yüzebilir.
- Yüzme biliyor.

تستطيع إيميلي أن تسبح.

Emily yüzebilir.

تسبح بمهارة ، أليس كذلك؟

Sen iyi yüzersin, değil mi?

هي تسبح مثل السمكة

O bir balık gibi yüzer.

أختي الكبرى تسبح سريعا جدا

Ablam çok hızlı yüzer.

أنت تسبح أفضل منه بكثير.

Ondan çok daha iyi yüzebilirsin.

هل يمكنك أن تسبح حقاً؟

- Gerçekten yüzebilir misin?
- Gerçekten yüzebilir misiniz?

لا يمكن للحجارة أن تسبح.

Taşlar yüzmez.

لم أعرف أن الكلاب تسبح جيّداً.

Köpeklerin iyi yüzdüklerini bilmiyordum.

عليك أن تنتبه عندما تسبح في البحر.

Denizde yüzerken dikkat etmelisin.

‫مجسات لاسعة تصطاد المخلوقات المجهرية‬ ‫التي تسبح بجوارها.‬

Yanlarından süzülen ufak yaratıkları yakalamaya yarayan, sokucu dokunaçlar.

من الأفضل لك ألا تسبح إذا أكلت للتو.

Eğer henüz yemek yediysen, yüzmesen iyi olur.

‫في معظم الوقت،‬ ‫فإنها إما تحوم إما تزحف إما تسبح.‬

Çoğu zaman hızla uçuyor, sürünüyor ya da yüzüyor.

- لا يمكنك السباحة، صحيح؟
- لا يمكنك أن تسبح، أليس كذلك؟

- Yüzemezsin, değil mi?
- Yüzme bilmiyorsun, değil mi?

‫ثم رأيت سمكة القرش‬ ‫تسبح على السطح الخارج وتتبع رائحتها.‬ ‫وقلت لنفسي: "لا، ذلك الكابوس بأكمله...‬

Köpek balığının etrafında yüzüp kokusunu aldığını gördüm. "Olamaz, yine aynı kâbusu yaşayacağız."