Translation of "ببطء" in Turkish

0.008 sec.

Examples of using "ببطء" in a sentence and their turkish translations:

ببطء، من الأسفل.

Aşağıdan yavaşça.

ببطء، لا تستعجلي.

Yavaş, acele etmeden.

وتتقدم ببطء شديد

ve çok yavaş bir şekilde ilerliyor

تتحرك الحلزونات ببطء.

Salyangozlar yavaş hareket eder.

كتبٌ كُتبت لتُقرأ ببطء،

kitaplar yavaş yavaş okunmak içindir,

‫إنها تحتضر ببطء فحسب‬

Yavaşça hayatını kaybediyor

حاول الذهاب ببطء أكثر.

Daha yavaş gitmeye çalış.

أنا أدخل معلوماتنا الفنية ببطء

teknik bilgilerimize yavaş yavaş giriyorum

فجأة بدت الكرة وكأنها تتحرك ببطء،

Top aniden ağır çekimde göründü

لقد كنتي تمشين ببطء، وخطواتك بطيئة.

Küçük adımlarla yavaş yavaş ilerliyordun.

أنها تتقدم ببطء عن طريق حل.

yine yavaş yavaş çözülerek ilerliyorlar.

‫لذا تبدو وكأن الصخرة تتحرّك ببطء.‬

Yani yavaşça uzaklaşan bir kaya gibi.

كما أقرأ ببطء لكي أتذكّر العملاق الأناني،

Bencil devi, duvarı nasıl en sonunda yıktığını

أشياء أحياناً تتحرك ببطء هنا على الأرض.

Dünya'da bazen bazı şeyler yavaş hareket edebilir.

لكنه تعرض لانتقادات لأنه تحرك ببطء شديد.

Ancak çok yavaş hareket ettiği için eleştirildi.

ببطء و مع مرور الوقت ٬ بدأت أتحسن

Zamanla ve yavaş yavaş daha iyi oldum.

‫إناء من السوائل الهاضمة‬ ‫التي ستحلل الفريسة ببطء.‬

Avını usulca eritecek sindirim sıvılarıyla dolu bir fıçı.

‫وبعد ذلك،‬ ‫يتحرّك اثنان من أذرعها السفلية ببطء،‬

Sonra, alttaki kollardan iki tanesi yavaşça hareket ediyor.

فتح توم عيناه ببطء ومن ثمّ قبّلته ماري.

Tom yavaşça gözlerini açtı ve ardından Mary onu ​​öptü.

تمشي ببطء وهي مستندة على العصا الخاصة بها،

ve bastonuyla oldukça yavaştı.

‫بازدياد سطوع الشمس،‬ ‫تبدأ حياة جديدة وتُنسى المصاعب ببطء.‬

Güneşin güçlenmesiyle... ...yeni yaşamlar başlar ve zorluklar yavaş yavaş unutulur.

بفضل إنضباطهم وتنظيمهم، تمكنوا ببطء من قلب الموازين بقوة شديدة

Disiplinli ve iyi organize olmuş durumdalar, yavaşça savaşın çizgisini kaba kuvvetle çevirmek üzereler.

‫حشدًا لا يحب الإزعاج.‬ ‫تزداد أعداد وحيد القرن الأسود ببطء.‬

Rahatsız edilmekten hoşlanmıyorlar. Siyah gergedan nüfusu yavaşça artmakta.

استمرّ فرسان الإفرنجة المعزولون في القتال، لكن تضاءلت أعدادهم ببطء،

Şimdi izole edilmiş Fransız şövalyeleri savaşmaya devam ettiler, ancak sayıları azalıyordu,

التي قللّت ببطء من قدرتي على القيام بعملي بشكلٍ جيد.

küçük davranışlar ve durumlardı.

إنه عملاق ويتحرك ببطء-- فكر في جيجا طن وقرون من الزمان.

Devasa ve yavaş ilerliyor -- millyar ton ve yüzyıllar.