Examples of using "الكارثة" in a sentence and their turkish translations:
Bu korkunç olayın yaşandığı sırada
Sadece Napolyon'un gelişi felaketi önledi.
iyide bu felaket demek mi?
Yapabilecekleri en iyi şey, kaçınılmaz felaketi bekleyip
Göz ardı edildi. Orduyu felaket sararken, Berthier görevini yerine getirmeye devam etti.