Translation of "العرض" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "العرض" in a sentence and their turkish translations:

هل أعجبكِ العرض؟

Gösteriden hoşlandın mı?

قبل كلاي العرض.

Clay teklifi kabul etti.

ألهمتني في هذا العرض.

ilgi çekici bir deney uyguladı.

إنها مجرد قوانين العرض والطلب.

Bu sadece arz-talep kuralı.

رموا صدام بالأحذية، في العرض في بورصا.

Bursa'daki bir elemede, o zaman Saddam'a ayakkabı atmışlardı.

هذه قصة التربة في خطوط العرض القطبية.

Bu, yüksek enlemlerdeki topraktan bir hikaye.

كما أمضى ساعات عديدة على هذا العرض التقديمي.

ve o PowerPoint sunumuna çok vakit harcayarak tüketti.

في هذا العرض، أخذت أشخاصًا بمستويات رؤية مختلفة

bu gösteride, tüm görüş seviyelerinden insanları alıp

وهذا العرض يحول الأشخاص، ولكن ليس قبل أن يحطمهم.

Bu gösteri ise insanları değiştirir, fakat önce onlar mahveder.

‫حتى عند خطوط العرض القصوى،‬ ‫لا يدوم الشتاء إلى الأبد.‬

En uç enlemlerde bile... ...kış sonsuza dek sürmez.

لذا بالطبع ذهبت إلى الساحة مبكرًا في صباح يوم العرض،

Gösteri günü sabah erkenden arenaya gittim,

قبل كمال سونال هذا العرض ، ولكن سيتم تصوير الفيلم في باتومي.

Kemal Sunal bu teklifi kabul etmişti fakat film Batum'da çekilecekti

وبالتالي لا يزال كلٌّ من العرض والطلب في حالة توازن إلى حد ما.

bu nedenle de talep ve arz hala bir şekilde dengede.