Examples of using "الصف" in a sentence and their turkish translations:
Öğretmenimiz tahtaya çıktı.
Sıranın sonunda durdum.
Ben bir sekizinci sınıf öğrencisiyim.
- O onuncu sınıfta.
- O, onuncu sınıfta okuyor.
O, sınıfta en uzun boyludur.
Beşinci sınıftayken,
Ama benim öğrencilerim üçüncü sınıftalar,
- Lütfen sınıfta koşma.
- Lütfen sınıfta koşmayın.
Bu sınıfta kaç çocuk var?
ve en yüksek puanı alan kişinin sınıf başkanı olacağını söyledi.
Sınıf başkanı olmak çok önemliydi.
Yedinci sınıfta okuyan bir grup yanıma gelip
Yedinci sınıf geri dönüştürülemez.
Eflak'ın piyadesinin ön cephede olmasını önerdi.
Sınıfta kalan çok az sayıda öğrenci vardı.
Derse geç kalmanı istemem.
Meryem ve Tom sekizinci sınıftan beri birbirlerine aşık.
Depresyon ağır darbeyi 8. sınıfta vurmaya başladı.
Sınıf başkanı olmayı çok istiyordum.
Sınıfta diğerlerinden biraz daha büyük bir çocuk vardı,
Bazı insanlar anaokulu veya ilk sınıf öğrencilerinin
Zil çalar çalmaz öğretmen sınıfa girdi.
O sınıfındaki başka birinden daha iyi şarkı söyleyebilir.
Sınıftaki herkes şiiri ezberledi.
Beş ile onuncu sınıfta olmaları gerekirken
ve amacı sadece sınıfımızın seviyesinde değil,
Ağır Fransız süvarileri ikinci sırada durmalı,
Birinci sınıfa giderken bir aile dostumuz bana bir tavsiyede bulundu
Sınıftaki en yüksek notlardan birini aldım.
Dördüncü sınıftan sekizinci sınıfa kadar tüm öğrenciler her sabah 30 dakika
programı öğretmen açtı. Sanki dersteymiş gibi artık