Translation of "الحين" in Turkish

0.006 sec.

Examples of using "الحين" in a sentence and their turkish translations:

منذ ذلك الحين

Edemeyizki

عد في الحين.

Hemen dön.

- عد إلى المنزل في الحين.
- عد إلى البيت في الحين.

Hemen eve gidin.

سُحِرَ دان بليندا في الحين.

- Dan hemen Linda'ya vuruldu.
- Dan hemen Linda'ya aşık oldu.

علينا أن نجدها في الحين.

Onu hemen bulmamız gerek.

أحتاجك في مكتبي في الحين.

Acilen ofisimde sana ihtiyacım var.

‫حتى ذلك الحين،‬ ‫يعتمدان على أمهما.‬

O zamana dek... ...annelerine bağımlılar.

كلنا لدينا بين الحين والآخر أيام تعيسة،

Hepimizin ara sıra kötü günleri olur,

تعرّف سامي في الحين على صوت ليلى.

Sami, Leyla'nın sesini hemen tanıdı.

حتى ذلك الحين لم تعلم أمي بوجودها أصلا.

O zamana kadar annem böyle biri olduğunu bilmiyordu.

ومنذ ذلك الحين لم أسافر لأي بلدان أُخرى،

O zamandan beri herhangi bir ülkeye seyahat etmedim

منذ ذلك الحين وأنا نباتي وناشط لحقوق الحيوان

o zamandan beri veganım

ولكن كان بإمكاننا أن نسمع عن ذلك الحين

bizim ise anca o zaman haberimiz olabildi

في ذلك الحين، كنت مهتماً جداً بالفنون القتالية.

Ve o zamanlar dövüş sanatlarına gerçekten ilgi duyuyordum.

ومنذ ذلك الحين، وأخبارنا منتشرة في جميع أنحاء العالم،

Ve o günden bugüne, dünya genelinde televizyon,

كان سامي يشتغل كعامل صيانة بين الحين و الآخر.

Sami bazen tamiratçı olarak çalıştı.

‫وأن ننجو من هذه التضاريس شديدة الوعورة‬ ‫والبرد القارس حتى ذلك الحين.‬

ve o zamana kadar bu acımasız ortama ve soğuğa dayanabilmek.

أنا لا أعرف من أين تأتي هذه الميراث من ذلك الحين ، الحظ على أي حال

nereden geliyor bu miraslar o zaman bilemiyorum şans her halde