Examples of using "الأنهار" in a sentence and their turkish translations:
Hava nehirleri doldurur,
buzulların üçte biri erimiş olacak.
Evet, buzullar eriyor.
Ya sonuçta buzul gölleri,
buzullarımız süratle eriyor
buzullarımız hızla eriyorken,
Bir arada buzulların sağlığını gözlemlemek için çalışmak,
hakkındaki yazıları tekrar tekrar okurdum.
Buzullarımızı korumak için yapılacak savaşı sahiplenmeleri gerekiyor.
Hindukuş-Himalaya buzulları bir süredir eriyorlarmış.
Ya buzullarımız daha önce sandığımızdan çok daha savunmasızlarsa?
Nehirleri takip etmenin en büyük sorunu budur. Her zaman en az direncin olduğu yoldan giderler.