Translation of "الجليدية" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "الجليدية" in a sentence and their turkish translations:

سيذوب ثلث الأنهار الجليدية.

buzulların üçte biri erimiş olacak.

الأرض محاطة بالكتلة الجليدية

dünya'nın etrafı buzul kütle ile çevrili

الأجسام الجليدية مذنب نفسها

buzlu nesneler kuyruklu yıldızın ta kendisi

نعم، الأنهار الجليدية مازالت تذوب.

Evet, buzullar eriyor.

وماذا لو، كنتيجة، الأنهار الجليدية

Ya sonuçta buzul gölleri,

الأنهار الجليدية لدينا تذوب بسرعة،

buzullarımız süratle eriyor

مع ذوبان الأنهار الجليدية لدينا بسرعة.

buzullarımız hızla eriyorken,

العمل معًا لمراقبة صحة الأنهار الجليدية

Bir arada buzulların sağlığını gözlemlemek için çalışmak,

ومثل ما نشهده من ذوبان القمم الجليدية،

Buzulların eridiğini izledikçe

عن الأنهار الجليدية، القارة القطبية الجنوبية وجرينلاند.

hakkındaki yazıları tekrar tekrar okurdum.

يجب أن يقودوا الحرب لحماية الأنهار الجليدية لدينا.

Buzullarımızı korumak için yapılacak savaşı sahiplenmeleri gerekiyor.

يوجد أحياناً ماء في قاعدة الصفيحة الجليدية هنا

Burada buz tabakası altında tabanda genellikle su oluyor.

وماذا لو كانت الفيضانات تتالى في البحيرات الجليدية الأخرى؟

Ya bu taşkınlar diğer buzul göllerine akıp

هو أنه هناك ماء سائل مخفي داخل الصفيحة الجليدية،

buz tabakası altında suyun saklı olduğu,

ذوبان الصفائح الجليدية مع الابتعاد عن حرق الوقود الاحفوري

fosil yakıtın yakılmasını önlerken buz tabakalarının erime oranını azaltmaya

الأنهار الجليدية الهندوسية كوش الهيمالايا تم ذوبانها لبعض الوقت الآن.

Hindukuş-Himalaya buzulları bir süredir eriyorlarmış.

يبلغ ارتفاع الكتلة الجليدية في القارة القطبية الجنوبية 79 مترًا

antartika'daki buzul kütlenin yüksekliği 79 metre

ماذا لو أن أنهارنا الجليدية ذابت بشكل أسرع مما كنت أتوقع؟

Ya buzullarımız tahmin ettiğimden daha hızlı eriyorsa?

نحن نعلم الآن أن المياه الجوفية تتسرب إلى قاعدة الصفيحة الجليدية

Havza suyunun buz örtüsü tabanına gittiğini artık bildiğimize göre,

إذا صعدنا على الكتلة الجليدية واستمرنا ، يمكن أن نسقط من الأرض

eğer'ki buzul kütlenin üzerine çıkıp devam edersek dünyadan aşağıya düşebiliriz

‫يمكنه حقاً أن ينقذك.‬ ‫ليس فقط لحفر مأوى، ‬ ‫ولكن أيضاً في الانهيارات الجليدية.‬

Bu gerçekten sizi kurtarabilir. Sadece sığınak kazmak için değil, çığlar için de gerekli.

ماذا لو أن هذه الأنهار الجليدية أكثر عرضة للخطر مما كان يُعتقد سابقا؟

Ya buzullarımız daha önce sandığımızdan çok daha savunmasızlarsa?