Examples of using "اعتقد" in a sentence and their turkish translations:
- Ben başka türlü düşünüyorum.
- Ben daha farklı düşünüyorum.
Öyle sanıyorum ki bunun sebebi
bilmiyorum... zannetmiyorum
Sanırım eğitime yöneldim
Sanırım biz hayır diyemeyiz.
1980'lerde bazıları şöyle düşündü,
Sanırım Tom şimdi anlıyor.
Sanırım hayat onu yaptığın şeydir.
Sanırım birbirimize yardım edebiliriz.
Bence o çok genç.
Sami Leyla'nın Müslüman olduğunu düşündü.
Almanlar savaşı kazandıklarını zannedip kutlamalar yapıyordu
Sanırım Tom muhtemelen bu filmden hoşlanacak.
Bunu yapabilecek kadar vaktimiz olduğunu sanmıyorum.
Sami, Leyla'nın ona saldırdığına inanıyordu.
Yunanlar tanıdıkları diğer milletlerden daha iyi olduklarını düşünüyorlardı
Sanırım bu ufaklıkların üçü ya da dördü işimizi güzelce görür.
Çitaların karanlıkta avlanabileceğine çok az kişi inanırdı.
gerçek hakim ve kaymakam değildi sadece herkes öyle zannediyordu
Bu sürprizlerden birisi sanırım 6 yıl önce gerçekleşti.
Tom ekonominin muhtemelen iyileşeceğini düşündüğünü söyledi.
Biraz uykuya ihtiyacın olduğunu düşündüm.
Ayrıca, bu kavramı daha geniş ölçüde düşünebileceğimizi düşünüyorum.
Sami Müslüman çalışanların iyi insanlar olduğunu ve onlara güvenebileceğini düşünüyordu.