Translation of "ابنه" in Turkish

0.005 sec.

Examples of using "ابنه" in a sentence and their turkish translations:

فُصِل ابنه من المدرسة.

Oğlu okuldan atıldı.

علم ابنه كيفية السباحة.

O, oğluna yüzmeyi öğretti.

غادر مع ابنه من قبل

oğlu ile beraber daha önce yarım bıraktığı

كان علي سونال مع ابنه

Ali Sunal'da yanındaydı oğlu

أصبح ابنه عازف بيانو شهير.

- Onun oğlu ünlü bir piyanist oldu.
- Oğlu ünlü bir piyanist oldu.

عندما يكون ابنه في سن الكلية

oğlu üniversite okuma çağına geldiğinde ise

توج ابنه إيفان الرابع كأول قيصر لروسيا.

Oğlu IV. İvan ilk Rus Çarı olarak taç giydi

الذي خسر ابنه، دان أوزان، خلال هجمات إرهابية

oğlu Dan Uzan'ı bir terör saldırısında kaybetti,

وأعطي ابنه جون نيفير قيادة العنصر الفرانكو-بورغندي.

oğlu John Nevers'e Fransız-Burgundy'nin bir parçası olması emredildi.

فكرة زواج ابنه منها لانها سنية طريقٌ كان يعتقد انه سينتهي عند

Esad bunu terk etmeyecek oğlunun onunla evliliğinin Sünni bir yol olduğunu düşündüğü için

قالوا له أن الحرب ضاعت ويجب عليه ذلك تنازل عن العرش - لصالح ابنه إن أمكن.

Ona savaşın kaybolduğunu söylediler ve Karın - mümkünse oğlunun lehine.

لكن النسخة الأكثر شعبية تدعي أن ابنه بوبليوس البالغ من العمر 17 عامًا كلف بإنقاذ والده

Ama daha popüler olanı Roma kampına geri çekilmeden önce

لأنه هكذا أحب الله العالم حتى بذل ابنه الوحيد لكي لا يهلك كل من يؤمن به بل تكون له الحياة الأبدية.

Tanrı, Oğlunu dünyayı yargılamak için dünyaya göndermedi; dünya onun aracılığıyla kurtulsun diye gönderdi.