Examples of using "أخبرني" in a sentence and their turkish translations:
- Söyle bana.
- Bana söyle!
- Söyle bana!
- Bana gerçeği söyle.
- Bana gerçeği anlat.
- Bana ondan bahset.
- Deme!
Haydi! ve anlat bana.
Bana ne olduğunu anlat.
Ayrıca gençler bana
Bana ne düşündüğünüzü söyleyin.
O sadece bana söyledi.
Bana sorunun ne olduğunu söyle.
Bana çocukluğundan söz et.
Lütfen bana kuralların ne olduğunu söyle.
Onu neden sevmediğini bana söyle.
Bana ondan bahset, Jamal.
Doktorlar bana ve aileme dolaysız olarak
Bana doğruyu söyleseydi onu affederdim.
- Tom ne olduğu hakkında bana her şeyi anlattı.
- Tom, olan her şeyi bana anlattı.
Dün gece o bana her şeyi anlattı.
Eğer uykun gelirse sadece bana söyle.
Bana şirketten ayrılmak istediğini söyledi.
Bana Venedik'e gideceğini söyledi.
Bana bu kitapları nereye koyacağımı söyle.
O, bana Amerika'ya gittiğini söyledi.
Gördüm ki bunları anlatmak inanılmaz bir cesaretti
Lütfen onunla nasıl temas edebileceğimi söyle.
Tom bana Mary'nin hapiste olduğunu söyledi.
Tom bana onu yapmamam gerektiğini söyledi.
Tom bana Mary ile konuşmamam gerektiğini söyledi.
Tom bana zamanımız kalmadığını söyledi.
Tom bana artık hasta olmadığını söyledi.
Tom bana mağaraya gitmememi söyledi.
- Lütfen bana ne yapmam gerektiğini söyle.
- Lütfen ne yapmam gerektiğini söyle.
Tom bana öğretmenin adını hatırlayamadığını söyledi.
O bana aynı şeyi söyledi.
Sadece ne istediğini söyle.
Doktorum bana daha çok su içmem gerektiğini söyledi.
Klinikle ilgili bir şey yapmadan önce bana haber verin.
Doktorlar bana sizin için hiçbir umut olmadığını söyledi.
Hapishanede şu şarkıyı söylerdik... "Söyle ne ceza aldın Nedir başarısızlığın
Lütfen bana daha sonra nereye gideceğimi söyleyin.
Orada bir hazırlık elemanı arıyorlar, orada sana bir görüşme ayarladım, dedi.
Sorunu nasıl halledeceğimi bana söyle.
Bana yardım etmek için ne yapabileceğimi söyle.
Tom bana her sabah otuz şınav çektiğini söyledi.
Lütfen onunla nasıl temas edebileceğimi söyle.
O, bana çok hızlı sürmememi söyledi.