Translation of "Inanıyor…" in Spanish

0.020 sec.

Examples of using "Inanıyor…" in a sentence and their spanish translations:

Yapacağına inanıyor

Él cree que lo hará

Allah'a inanıyor musun?

- ¿Crees en Dios?
- ¿Creés en dios?

Hayaletlerin varlığına inanıyor.

Él cree en la existencia de fantasmas.

Ona inanıyor musun?

¿Le crees?

Mary sana inanıyor.

Mary cree en ti.

Buna inanıyor musun?

- ¿Lo crees?
- ¿Lo creéis?
- ¿Usted lo cree?
- ¿Ustedes lo creen?

Perilere inanıyor musunuz?

¿Creés en las hadas?

Kim Allah'a inanıyor?

¿Quién cree en Dios?

Tom sana inanıyor.

Tom te cree.

Bana inanıyor musun?

¿Me crees?

Tom Tanrı'ya inanıyor.

Tom cree en Dios.

Tom, Mary'ye inanıyor.

Tom cree a Mary.

Herkes ona inanıyor.

Todos lo creen.

O, Tom'a inanıyor.

Le cree a Tomás.

Nazara inanıyor musunuz?

¿Creéis en el Mal de ojo?

Ruhlara inanıyor musun?

¿Crees en los espíritus?

- Onun dediğine inanıyor musun?
- Söylediği şeye inanıyor musun?

¿Tú crees lo que él dijo?

- Gerçekten büyüye inanıyor musun?
- Sihire inanıyor musun gereçekten?

¿De verdad crees en la magia?

Onun masum olduğuna inanıyor.

Ella piensa que él es inocente.

Büyük Balkabağı'na inanıyor musun?

¿Crees en la Gran Calabaza?

Onun hikayesine inanıyor musunuz?

¿Crees en su historia?

Şimdi bana inanıyor musun?

¿Ahora me crees?

O, Noel Baba'ya inanıyor.

Cree en Papá Noel.

Allah'ın varlığına inanıyor musun?

¿Crees en la existencia de Dios?

Hayaletlerin varlığına inanıyor musunuz?

- ¿Creés en la existencia de fantasmas?
- ¿Crees en la existencia de fantasmas?
- ¿Creen en la existencia de fantasmas?
- ¿Creéis en la existencia de fantasmas?
- ¿Cree en la existencia de fantasmas?

Savaşın başlayacağına inanıyor musun?

¿Crees que comenzará la guerra?

Bir tanrıya inanıyor musun?

¿Crees en un dios?

O açıklamaya inanıyor musun?

¿Aceptas esa explicación?

Buna gerçekten inanıyor musun?

¿De verdad crees en eso?

Oğlum Noel Baba'ya inanıyor.

Mi hijo cree en Papá Noel.

Şimdi buna inanıyor musun?

¿Ahora te lo crees?

Tanığın beyanına inanıyor musunuz?

¿Tú crees en la declaración del testigo?

Onun dediğine inanıyor musun?

¿Tú crees lo que él dijo?

Rehber yıldızlara inanıyor musun?

¿Usted cree en la estrella guía?

Ebedi yaşama inanıyor musun?

¿Crees en la vida eterna?

Hikayenin gerçek olduğuna inanıyor.

Él cree que la historia es verdad.

Çocuk dünyanın düz olduğuna inanıyor.

El niño cree que la tierra es plana.

Tom Mary'nin yalan söylediğine inanıyor.

Tom cree que Mary está mintiendo.

Hayaletlerin var olduğuna inanıyor musunuz?

¿Crees que existen los fantasmas?

Kiliseye giden herkes Tanrı'ya inanıyor.

Todos los que van a la iglesia creen en Dios.

Tuzun, tadı güzelleştirdiğine inanıyor musun?

¿Crees que un poco de sal le mejore el sabor?

Oğlum hâlâ Noel Baba'ya inanıyor.

Mi hijo cree todavía en Papá Noel.

Tom Mary'nin kendini öldürdüğüne inanıyor.

Tom cree que Mary se suicidó.

Gerçekten o şeye inanıyor musun?

¿De verdad crees en esas cosas?

Tom normal ötesi olaylara inanıyor.

Tom cree en los fenómenos paranormales.

Herhangi bir dine inanıyor musun?

- ¿Es usted creyente?
- ¿Cree usted en alguna religión?

Allah'ın var olduğuna inanıyor musun?

¿Crees que Dios existe?

Tom Mary'nin masum olduğuna inanıyor.

Tom cree que Mary es inocente.

O, onun bir kahraman olduğuna inanıyor.

Cree que es un héroe.

O aramızda bir casus olduğuna inanıyor.

Cree que hay un espía entre nosotros.

- Hayaletlere inanıyor musunuz?
- Hayaletlere inanır mısın?

- ¿Cree usted en los fantasmas?
- ¿Ustedes creen en fantasmas?
- ¿Creés en fantasmas?

Bay Meier Neuman'ların tatilde olduğuna inanıyor.

El Sr. Meier cree que los Neumanns están de vacaciones.

Ölümden sonra hayat olduğuna inanıyor musun?

¿Crees que hay vida después de la muerte?

Onlar Marksizme inanıyor ve dine inanmıyor.

Ellos creen en el marxismo y no en la religión.

Tom onun söylediğinin doğru olduğuna inanıyor.

Tom cree que lo que él dijo es verdad.

Tom ölüm cezasının kaldırılması gerektiğine inanıyor.

Tom cree que la pena de muerte debería ser abolida.

Tom tüm insanların eşit yaratıldığına inanıyor.

Tom cree que todos los hombres son creados iguales.

Tom Mary'nin doğru karar verdiğine inanıyor.

Tom cree que Mary tomó la decisión correcta.

Tom her şeyin mümkün olduğuna inanıyor.

Tom cree que cualquier cosa es posible.

Başarılarının kısmen benzersiz bir zihniyete atfedilebileceğine inanıyor…

Él cree que su éxito puede atribuirse, en parte, a una mentalidad única ...

Bazıları yedinin şanslı bir sayı olduğuna inanıyor.

Algunos creen que el siete es un número de la suerte.

Tom tek boynuzlu atın gerçek olduğuna inanıyor.

Tom cree que los unicornios son reales.

Sanırım Tom Mary'nin söylediği her şeye inanıyor.

Pienso que Tomás cree todo lo que María dice.

Paranın ona mutluluk satın alacağına inanıyor musun?

¿Crees que el dinero comprará su felicidad?

Tom evrenin merkezi olduğuna inanıyor gibi görünüyor.

Tom parece creer que él es el centro del universo.

İstediğini yaptırmak için onu baştan çıkaracağına inanıyor.

Él espera persuadirla para que haga lo que él quiere.

Tom Mary'nin doğru bir seçim yaptığına inanıyor.

Tom cree que Mary tomó la decisión correcta.

Tom savaşların hiç olmayacağı günün geleceğine inanıyor.

Tom cree que vendrá el día en que no habrá más guerras.

Annem bu doktorun bir şarlatan olduğuna inanıyor.

Mi mamá cree que este médico es un charlatán.

Gerçekten bu adamın bir büyücü olduğuna inanıyor musun?

¿Realmente crees que este sujeto es un mago?

Tom hükümetin yabancılar hakkındaki gerçeği gizlemek istediğine inanıyor.

Tom cree que el gobierno quiere esconder la verdad acerca de los extraterrestres.

Bazı insanlar aşka inanmıyor. Onlar sadece biyolojiye inanıyor.

Algunas personas no creen en el amor. Solo creen en la biología.

Tom gerçekten Mary'nin uzaylılar tarafından kaçırıldığına inanıyor mu?

¿Tom en verdad cree que Mary fue abducida por los extraterrestres?

Tom evrenin gerçekten on bir boyutlu olduğuna inanıyor.

Tom cree que el universo de verdad tiene once dimensiones.

O onun söylediğinin doğru olduğuna inanıyor gibi görünüyordu.

Parece que él cree que dice lo correcto.

Tom o küçük köydeki insanların yamyam olduklarına inanıyor.

Tom creía que la gente de esa pequeña aldea era caníbales.

Tom Mary'nin söylediği her şeye inanıyor gibi görünüyor.

- Parece que Tom cree todo lo que dice Mary.
- Tom parece creerse todo lo que dice Mary.

Tom her şeyin yeri ve zamanı olduğuna inanıyor.

Tom cree que hay un tiempo y un lugar para todo.

Birçok anne-baba televizyonda çok fazla şiddet olduğuna inanıyor.

Muchos padres opinan que hay demasiada violencia en la televisión.

- Yalnız başıma gitmem gerektiğine inanıyor musun?
- Sence, yalnız mı gitmeliyim?

- ¿Crees que debería ir solo?
- ¿Crees que debería ir sola?

- Tom doğumdan sonra yaşama inanır.
- Tom doğumdan sonra yaşama inanıyor.

Tom cree en la vida después del nacimiento.

O tamamen saf ve insanların ona söylediği her şeye inanıyor.

Es completamente ingenua y cree todo lo que la gente le dice.

- Ölümden sonraki hayata inanıyor musun?
- Ölüm sonrası yaşama iman ediyor musun?

¿Creéis que hay vida después de la muerte?

Tom her gün en az bir litre suyu içmenin kesinlikle gerekli olduğuna inanıyor.

Tom cree que es absolutamente necesario beber al menos un litro de agua todos los días.

Bazı insanlar kutup ayılarının Norveç sokaklarında özgürce dolaştığına inanıyor. Neyse ki, bu sadece saçmalık.

Algunas personas creen que los osos polares caminan libremente por las calles de Noruega. Por suerte, son disparates.

Amerika'daki bazı batıl inançlı insanlar eğer bir kedi sizin yolunuzdan geçerse, kötü şansınız olacağına inanıyor.

Algunas personas supersticiosas de Estados Unidos creen que si un gato negro cruza su camino, tendrán mala suerte.

Bazı bilim insanları dünya dışı yaşam ile ilk temasın önümüzdeki on yıla kadar kurulacağına inanıyor.

Algunos científicos creen que nuestro primer contacto con vida extraterrestre ocurrirá en la próxima década.