Translation of "Gül" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Gül" in a sentence and their spanish translations:

Gül pembedir.

La rosa es rosa.

Bir gül görüyorum.

Veo una rosa.

Bu gül güzel.

- Esta rosa es bonita.
- Esta rosa es bellísima.

Bir sarı gül var.

Hay una rosa amarilla ahí.

Bir gül güzel kokar.

Una rosa huele bien.

Ne güzel bir gül.

¡Qué rosa tan bonita!

Bu gül çok güzel.

Esta rosa es muy bonita.

Bahçede hiç gül yoktu.

No había rosas en el jardín.

Bir gül görüyor musun?

¿Ves una rosa?

Sarı bir gül var.

Hay una rosa amarilla.

Gül ve şişman ol.

Ríe y sé gordo.

Gül yaprakları çok yumuşak.

Los pétalos de rosa son muy suaves.

İşte sarı bir gül.

Aquí hay una rosa amarilla.

Geçmişin gül desenli fotoğraflarıyla karşılaştırırsanız

si comparan los titulares sangrientos del presente

Gül, bu ülkenin milli çiçeğidir.

La rosa es la flor nacional de este país.

Vazoda kırmızı bir gül var.

Hay un rosa roja en el florero.

Bu çiçek bir gül türüdür.

Esta flor es un tipo de rosa.

Orada sarı bir gül var.

Hay una rosa amarilla ahí.

Gül yapraklarıyla banyo yapmayı sever.

A ella le gusta darse un baño con pétalos de rosa.

Bahçede bir sürü gül var.

En este jardín hay muchas rosas.

Şair, kıza bir gül verdi.

El poeta le dio a la muchacha una rosa.

Dikenleri olmayan bir gül yoktur.

No hay rosa sin espinas.

Tom Mary için bir gül aldı.

Tom compró una rosa para Mary.

Evimizin önünde birkaç gül fidanı var.

Tenemos unos cuantos rosales delante de nuestra casa.

- O, bahçede güller dikti.
- Bahçeye gül ekti.

Ella plantó rosas en el jardín.

Bahçıvan bahçenin ortasına bir gül ağacı dikti.

- El jardinero plantó un rosal en medio del jardín.
- El jardinero sembró un rosal en medio del jardín.

Gül bir çiçektir ve güvercin bir kuştur.

La rosa es una flor y la paloma es un ave.

Diken ekenlerin gül hasat etmeyi beklememeleri gerekir.

Quienquiera que siembra espinas, no debería esperar recoger rosas.

Zarafeti olmayan güzellik kokusu olmayan bir gül gibidir.

La belleza sin gracia es como una rosa sin aroma.

- Dikensiz bir gül yoktur.
- Her gülün dikenleri vardır.

- No hay rosas sin espinas.
- No hay rosa sin espinas.
- No hay rosa sin una espina.
- Toda rosa tiene sus espinas.

- Hayat bir gül yolu değildir.
- Hayat tozpembe değildir.

La vida no es un camino de rosas.

çünkü zamanında Abdullah Gül ile Hulusi Akar'ında 1973 yılında İngiltere de çekilmiş

porque fue tomada en Inglaterra en 1973 en la época de Abdullah Gül y Hulusi Akar.

Oğlan hoşlandığı kıza bir buket gül vereceğini, onunla konuşacağını ve onu bir kahve içmeye davet edeceğini belirtti.

El chico afirmó que le regalaría un ramo de rosas a la chica que le gustaba, hablaría con ella y la invitaría a tomar un café.