Translation of "Dikkatini" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "Dikkatini" in a sentence and their spanish translations:

Dikkatini kaybetme.

No pierdas el enfoque.

Dikkatini vermiyorsun!

¡No estás prestando atención!

Dikkatini çekmeye çalışıyorum.

- He estado tratando de captar tu atención.
- He estado intentando captar vuestra atención.

Dikkatini vermiyorsun bile.

Ni siquiera estás prestando atención.

Dikkatini verebilir misin?

- ¿Podés darme bola?
- ¿Puedes prestar atención?

Onun dikkatini çekmeye çalıştı.

- Él intentó atraer su atención.
- Él trató de atraer la atención de ella.

Onun dikkatini dağıtmaya çalışıyordum.

Estaba intentando distraerla.

Dikkatini başka yere verme.

No te distraigas.

Ve polislerin dikkatini çözmeye odaklayarak

y dirigir la atención de la policía para resolverlo,

O dikkatini söylediği şeye yoğunlaştırdı.

Él puso atención en lo que ella dijo.

Gürültü o çalışırken dikkatini dağıttı.

El ruido lo distrajo de estudiar.

Tüm dikkatini yaptığın işe ver.

Presta toda tu atención a lo que estás haciendo.

O, tüm dikkatini işine verdi.

A ella la absorbió su trabajo.

Alain bütün dikkatini kedisine odakladı.

Alain puso toda su atención en su gato.

Tom, dikkatini veriyor gibi görünmüyordu.

Tom no parece estar prestando atención.

Tom'un dikkatini dağıtmasına izin verme.

No dejes que Tom te distraiga.

Onların dikkatini dağıtmasına izin verme.

No dejes que ellos te distraigan.

Yine de insanların dikkatini çekiyor.

Pero sí que llama la atención de la gente.

O müzik dinleyerek dikkatini dağıttı.

Él se distrajo escuchando música.

Dikkatini dağıtmaya çalıştım, ama boşuna oldu.

Intenté distraerlo, pero fue en vano.

Onun elbisesi partide herkesin dikkatini çekti.

Su vestido atrajo la atención de todos en la fiesta.

Onun senin dikkatini dağıtmasına izin verme.

No le dejes que te distraiga.

- Yola dikkat et.
- Dikkatini yola ver.

¡Cuidado en la carretera!

Hırsızlar kimsenin dikkatini çekmeden binaya girmeyi başarmış.

Los ladrones consiguieron entrar en el edificio sin llamar la atención de nadie.

- Tom Mary'nin kaçabilmesi için polisin dikkatini dağıtmaya çalıştı.
- Tom Mary kaçabilsin diye polisin dikkatini dağıtmaya çalıştı.

Tom intentó distraer a la policía para que Mary pudiese escapar.

Eminim ki bu çoğumuzun daha çok dikkatini çeker.

Estoy seguro de que eso hará que más adultos prestemos atención.

Onun konuşma şekli ünlü bir yazarın dikkatini çekti.

La manera en la que habló llamó la atención de un famoso escritor.

O onun dikkatini çekmek için kasten mendilini düşürdü.

Ella soltó intencionalmente su pañuelo para llamar su atención.

Dan Linda'yı kaçırmak için polisin dikkatini dağıtmaya çalıştı.

Dan intentó distraer a la policía para permitir que Linda escapase.

İnsanların dikkatini vermediği bir anda limonları fincanların altına koyun.

cuando los demás no presten atención, pon las limas en los vasos boca abajo.

Orman jaguarlarının dikkatini dağıtmanın en iyi yolu sizce nedir?

¿Cuál es el mejor modo de evitar llamar la atención de los yaguares?

O, Tom'un dikkatini dağıtırken onun erkek arkadaşı onun cüzdanını çaldı.

Mientras ella distraía a Tom, su novio le robó la billetera.

- Bana dikkatini vermen için ne yapabilirim?
- Bana kulak asman için ne yapabilirim?

¿Qué puedo hacer para que me hagas caso?

Bir yandan tehlike var, bir yandan da aşk sayesinde dikkatini o tehlikeden uzaklaştırabiliyorsun.

cómo puede haber peligro y puede haber... distraerse del peligro por el amor.