Translation of "Birbirimizle" in Spanish

0.007 sec.

Examples of using "Birbirimizle" in a sentence and their spanish translations:

Birbirimizle sakince konuşmalıyız.

Deberíamos hablarnos con calma.

Artık birbirimizle konuşmuyoruz.

No nos hablamos más.

Birbirimizle biraz konuştuk.

Hablamos durante un momento.

Birbirimizle konuşmaktan hoşlandık.

Nos gustó hablarnos.

Biz birbirimizle evliyiz.

Estamos casados.

Birbirimizle savunmasızlıkla iletişim kurmak

Comunicarse unos con otros con vulnerabilidad,

Biz istasyonda birbirimizle karşılaştık.

- Nos topamos el uno al otro en la estación.
- Corrimos el uno hacia el otro en la estación.

Rahatça birbirimizle bağlantılı olmadan kalabiliyoruz.

podemos llegar a mostrar una cómoda indiferencia.

Tom ve ben birbirimizle evliyiz.

Tom y yo estamos casados.

Biz birbirimizle karşılıklı yemeğe oturduk.

Nosotros nos sentamos opuestos el uno al otro durante la cena.

Biz birbirimizle bir partide tanıştık.

Nos conocimos en una fiesta.

Bizi birbirimizle gerçekten konuşma zahmetinden kurtarıyor.

Nos está ahorrando la molestia de hablar entre nosotros,

Birbirimizle karşılaştığımız ilk anı hatırlayabiliyor musun?

¿Te puedes acordar de la primera vez que nos vimos el uno al otro?

birbirimizle konuşma ve bağ kurma şeklimizi de

debemos cambiar la manera en que nos hablamos

Birbirimizle ilk kez tanıştığımız günü hatırlıyor musun?

¿Recuerdas el día en que nos encontramos por primera vez?

Tom ve ben üç yıldır birbirimizle evliyiz.

- Tomás y yo estuvimos casados por tres años.
- Tomás y yo estuvimos casados durante tres años.

Birbirimizle ilk kez nerede tanıştığımızı hatırlıyor musun?

- ¿Te acuerdas de dónde nos vimos por primera vez?
- ¿Recuerdas dónde nos encontramos la primera vez?

Uzağa gitsen bile, telefon üzerinden birbirimizle temas kurmaya devam edelim.

- Aún si te vas lejos, mantengámonos en contacto el uno al otro por teléfono.
- Sigamos en contacto por teléfono, aunque te vayas lejos.

Biz bir zamanlar düşmandık fakat baltayı gömdük ve şimdi birbirimizle dostane şartlardayız.

Antes éramos enemigos, pero hemos enterrado el hacha de guerra y ahora nos llevamos bien.

- Bu, ilk kez birbirimizle tanıştığımız unutulmaz yerdir.
- Burası ilk kez karşılaştığımız unutulmaz yer.

Éste es el lugar inolvidable en el que nos encontramos por primera vez.

Eski bir arkadaşıma bir e-posta gönderdim. Son kez karşılaşmamız iki yıl önce olduğu için bir süre görüşmedik ve o zamandan beri birbirimizle temas kurmadık.Ondan henüz bir cevap yok. Endişelenmeye başlıyorum.

Le mandé un correo electrónico a una vieja amiga mía. No hemos estado en contacto durante bastante tiempo, ya que la última vez que nos vimos fue hace más de dos años y desde entonces no hemos vuelto a ponernos en contacto. Todavía no me ha respondido. Me estoy empezando a poner ansioso.