Translation of "Arkadaşa" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Arkadaşa" in a sentence and their spanish translations:

Bir arkadaşa rastladım.

Me encontré con una amiga.

Bir arkadaşa ihtiyacım vardı.

Me hubiera venido bien un aliado.

Sokakta eski bir arkadaşa rastladım.

Me topé con un viejo amigo en la calle.

Bir kız arkadaşa ihtiyacım yok.

No necesito una novia.

Ben eski bir arkadaşa rastladım.

Me topé con un viejo amigo.

Samimi bir arkadaşa ihtiyacım var.

Necesito una amiga sincera.

Sadık bir arkadaşa ihtiyacım var.

Necesito una amiga sincera.

Bir erkek arkadaşa ihtiyacın var.

Necesitas un novio.

Tom'un bir arkadaşa ihtiyacı var.

Tom necesita un amigo.

Bir kız arkadaşa ihtiyacım var.

Necesito una novia.

Bankanın yanında eski bir arkadaşa rastladım.

Yo me topé con un viejo amigo cerca del banco.

Kyoto'da tesadüfen eski bir arkadaşa rastladım.

Me encontré con un viejo amigo por casualidad en Tokio.

Yolda yürürken eski bir arkadaşa rastladım.

Andando por la calle me encontré con un viejo amigo.

Ben bir arkadaşa yardımcı olmaya çalışıyorum.

Estoy intentando ayudar a un amigo.

Dürüst bir kız arkadaşa ihtiyacım var.

Necesito una amiga sincera.

Bay White birçok arkadaşa sahip gibi görünüyor.

El Sr. White parece tener muchos amigos.

O benden daha az sayıda arkadaşa sahip.

Él tiene menos amigos que yo.

Başı dertte bir arkadaşa yardım etmem gerekiyor.

Necesito ayudar a un amigo en problemas.

Dün sinemaya gittiğimde eski bir arkadaşa rastladım.

Ayer me encontré con un viejo amigo cuando fui al cine.

Sokaktan aşağıya doğru yürürken, eski bir arkadaşa rastladım.

Caminando por la calle, me encontré con un viejo amigo.

Jane, İngilizceyi iyi konuşan Japon bir arkadaşa sahiptir.

Jane tiene un amigo japonés que habla bien inglés.

Mary on sekiz yaşından beri aynı erkek arkadaşa sahip.

Mary ha tenido al mismo novio desde que tenía dieciocho años.

Bu sabah trene bindiğimde eski bir arkadaşa denk geldim.

Cuando cogí el tren esta mañana me encontré con un viejo amigo.

Bir arkadaşa sahip olmanın en iyi yolu bir arkadaş olmaktır.

La mejor manera de tener un amigo es ser un amigo.

Geçmişte bir arkadaşa bakıp çıkacaktım ile başlayıp günümüze kadar gelişerek gelen yalanlar

Las mentiras que comenzaron con un amigo en el pasado, comenzaron con

- Tom Mary'nin sahip olduğu kadar çok arkadaşa sahip değil.
- Tom'un Mary'ninki kadar çok arkadaşı yok.

Tom no tiene tantos amigos como Mary.