Translation of "Arabanın" in Spanish

0.009 sec.

Examples of using "Arabanın" in a sentence and their spanish translations:

Arabanın plakasını kaydedemedim.

No pude anotar la matrícula del auto.

Arabanın penceresini kırdılar.

Rompieron la ventanilla del coche.

Arabanın camını açabilir misin ?

- ¿Podrías abrir la ventana del auto?
- ¿Podría usted abrir la ventana del automóvil?

Arabanın fiyatı çok yüksek.

El precio del auto es muy alto.

Kayakları arabanın üstüne koydu.

Puso los esquís sobre el techo del coche.

Arabanın motoru yolda bozuldu.

El motor del coche se averió en marcha.

Arabanın silindir kapağı kırıldı.

Se me ha roto la culata del coche.

Arabanın çalındığını söylediğini düşündüm.

Pensé que habías dicho que tu auto había sido robado.

O, arabanın önünde yürüyordu.

Él iba caminando frente al auto.

Bu arabanın sahibi kim?

¿Quién es el dueño de este auto?

Biz arabanın çalıştığını gördük.

Vimos arrancar el automóvil.

Bu arabanın rengini beğeniyorum.

Me gusta el color de este coche.

Arabanın neredeyse benzini bitti.

El coche está casi sin combustible.

Bu arabanın kullanımı kolay.

Este auto es fácil de manejar.

O, arabanın altından çıktı.

Salió de debajo del coche.

Lütfen arabanın klimasını kapat.

Por favor, apaga el aire acondicionado del coche.

Ellerini arabanın üzerine koy.

Ponga sus manos en el coche.

Arabanın altından bir kedi çıktı.

Un gato salió de abajo del auto.

Arabanın yeni bir motoru var.

El auto tiene un motor nuevo.

O siyah arabanın arkasına saklandı.

Él se escondió detrás del auto negro.

O, o arabanın sahibi mi?

¿El dueño del auto es él?

Durdum ve arabanın geçmesini bekledim.

- Me detuve y esperé a que el auto pasara.
- Paré y aguardé a que pasara el auto.

Polis arabanın sahibini bulmayı başardı.

La policía logró localizar al propietario del vehículo.

Arabanın bir adama çarptığını gördüm.

Vi al coche golpear a un hombre.

Bu arabanın sahibini tanıyor musun

¿Sabes de quién es ese coche?

Arabanın camını kırıp çantayı aldılar.

Rompieron la ventanilla y se llevaron el bolso.

Kayak takımlarını arabanın tavanına koydu.

Puso los esquís sobre el techo del coche.

Soğuk sabahlarda arabanın yola çıkması zor.

Es difícil hacer arrancar el coche en las mañanas frías.

Arabanın arka koltuğu üç yolcu alır.

- El asiento trasero del auto alcanza para tres personas.
- En el asiento de atrás del coche caben 3 personas.

Hareket halindeyken arabanın kapısını asla açma.

Nunca abras la puerta de un auto en movimiento.

Sizden kiraladığım arabanın bir sorunu var.

El coche que te alquilé tiene un problema.

Polis arabanın durması için düdük çaldı.

- El policía pitó al coche para que parara.
- El policía sopló su silbato para hacer parar al auto.

Bu arabanın lastiklerinin yeterli havası yok.

Las ruedas de este auto no tienen suficiente aire.

Bu arabanın motorunda bir sorun var.

Algo está mal con el motor de este coche.

Biz arabanın arkasına geçtik ve ittik.

Nos situamos detrás del coche y empujamos.

Arabanın tavanı, kar kütleleri yüzünden çökmüştü.

Se abolló el techo del coche por la nieve.

Arabanın benzini bittiğinde neredeyse eve varmak üzereydim.

Estaba casi llegando a casa cuando el coche se quedó sin combustible.

Hangi arabanın daha güzel olduğu söylemek zordur.

Es difícil decir qué coche es mejor.

O arabanın yavaş yavaş bizi izlediğini düşünüyorum.

Tengo la sensación de que un auto me sigue despacio.

Tom Mary'nin sürdüğü arabanın güvenli olmadığını düşündü.

Tom pensó que el auto que Mary estaba conduciendo no era seguro.

Şu yeşil arabanın arkasında, kırmızı bir römork takılı.

Detrás de ese auto verde va enganchado un remolque rojo.

- Araba anahtarlarına ihtiyacım var.
- Arabanın anahtarlarına ihtiyacım var.

Necesito las llaves del coche.

- Bir sürücü, arabanın içinde uyuyordu.
- Bir sürücü arabada uyuyordu.

Un conductor estaba durmiendo en el coche.

Bir polis, kızlara arabanın onlara ait olup olmadığını sordu.

Un policía les preguntó a las muchachas si el coche era de ellas.

- O arabanın maliyeti ne kadar?
- O araba kaç para?

¿Cuánto cuesta ese coche?

Hava o kadar sıcak ki bir arabanın kaputunda yumurta pişirebilirsiniz.

Hace tanto calor que podrías cocer huevos sobre el capó de un coche.

Arabanın parçalanması hakkında üzgün olduğunu biliyorum fakat yaralanmadın ve sağ olduğuna şükretmelisin.

- Sé que estás molesto porque tu carro quedó destrozado, pero saliste ileso y deberías estar feliz que estás vivo.
- Sé que está molesto porque su carro quedó destrozado, pero salió ileso y debería estar feliz que está vivo.
- Sé que estás molesta porque tu carro quedó destrozado, pero saliste ilesa y deberías estar feliz que estás viva.

Arabanın tamiri biter bitmez, lütfen bana masrafları gösteren bir mektup yolla. Gerekli parayı sana göndereceğim.

Por favor, envíame una carta con el precio tan pronto hayas reparado el auto. Te enviaré el dinero.

- Bu kimin arabası, biliyor musun?
- Bunun kimin arabası olduğunu biliyor musun?
- Bu arabanın kime ait olduğunu biliyor musun?

- ¿Sabes de quién es este carro?
- ¿Sabes de quién es este coche?
- ¿Saben de quién es este auto?

- Garajımdan çıkamadım çünkü yolda bir araba vardı.
- Yolda bir arabanın olması dolayısıyla garajımdan çıkamadım.
- Yolda bir araba olduğu için garajımdan çıkamadım.

No pude salir de mi cochera porque había un vehículo en medio del camino.