Translation of "Adamla" in Spanish

0.008 sec.

Examples of using "Adamla" in a sentence and their spanish translations:

O adamla uyuşmam.

No me llevo bien con ese tipo.

O, adamla evlenmedi.

Ella no se casó con el hombre.

Bu adamla evlenmek istiyorum.

Quiero casarme con este hombre.

Ve kendi seçtiği adamla evlenmişti.

y terminó casándose con el hombre de su elección.

Ve bu küçük adamla tanıştım.

y conocimos a este pequeño hombre.

O, zengin bir adamla evliydi.

- Estaba casada con un millonario.
- Ella era casada con un hombre rico.

Kızını zengin bir adamla evlendirdi.

Él casó a su hija con un hombre rico.

Mary doğru adamla tanışmak istiyor.

Mary quiere conocer al hombre correcto.

O, zengin bir adamla evlendi.

Ella se casó con un hombre rico.

Keşke başka bir adamla evlenseydim.

- Ojalá me hubiera casado con otro hombre.
- Ojalá me hubiera casado con otro.

Tom bitişikte yaşayan adamla geçinemiyor.

Tom no se lleva bien con el hombre que vive al lado.

Ki isteği o şahane adamla tanışmaktı.

que era conocer a un hombre fantástico.

Yaşlı bir adamla tanıştıklarında çok uzaklaşmamışlardı.

Ellos no habían ido muy lejos cuando encontraron a un anciano.

İstasyonun yanında yaşlı bir adamla tanıştım.

Me encontré con un anciano cerca de la estación.

O, zengin bir adamla evlenmek istiyor.

Ella quiere casarse con un hombre rico.

Yaşlı bir adamla alay etmek yanlıştır.

Es un error burlarse de un anciano.

Tom Mary'yi başka bir adamla gördü.

Tom vio a Mary con otro hombre.

O, zengin yaşlı bir adamla evlendi.

Ella se casó con un anciano rico.

Máire birincilik ödülü alan adamla evlendi.

Máire se casó con el hombre que obtuvo el primer premio.

Mary daha genç bir adamla çıkıyordu.

Mary salía con un hombre más joven.

Ben adamla karşılaştım, bana yol gösterdi.

Me encontré con el hombre, y él me indicó el camino.

Mary hırslı bir adamla evlenmek istiyordu.

Mary se quería casar con un hombre con ambición.

Tom adında Kanadalı bir adamla tanıştım.

Conocí a un canadiense llamado Tom.

Bu adamla konuşmayı yaklaşık beş dakikada bitirdim.

Al final, hablamos como cinco minutos.

Böyle bir adamla evleneceğime, ölürüm daha iyi.

Da igual morir que casarse con tal hombre.

Mary aynı anda iki farklı adamla çıkıyor.

Mary está saliendo con dos tipos diferentes al mismo tiempo.

O daha önce bir adamla hiç öpüşmedi.

Ella nunca había besado a un chico antes.

Kız arkadaşını başka bir adamla görmesi işkenceydi.

Ver a su novia con otro hombre era una tortura para él.

Felicja, Łazarz adında yakışıklı bir adamla evli.

Felicia está casada con un guapo hombre llamado Lázaro.

- Ben Ken adlı uzun boylu bir adamla tanıştım.
- Ben Ken adında uzun boylu bir adamla tanıştım.

Conocí a un hombre alto que se llama Ken.

Herkes onun, o adamla parası için evlendiğini biliyor.

Todo el mundo sabe que se casó con él por su dinero.

Ben Tom Jackson adında Kanadalı bir adamla tanıştım.

Conocí a un canadiense llamado Tom Jackson.

Ben, adı Tom olan genç bir adamla tanıştım.

Yo conocí a un joven cuyo nombre era Tom.

Ben onun başka bir adamla birlikte olma düşüncesine dayanamam.

No puedo soportar la idea de que ella esté con otro hombre.

70 yaşındaki bir adamla zorla evlendirilerek bir de hayatı karartılıyor

Se ve obligado a casarse con un hombre de 70 años y su vida se oscurece.

Dima bir gecede 25 adamla yattı ve sonra onları öldürdü.

- Dima se acostó con 25 hombres en una sola noche, y después los mató.
- Dina durmió con 25 hombres en una noche y después los mató.

- Kızımız bir Fransız'la evli.
- Fransız bir adamla evli bir kızımız var.

Tenemos una hija que está casada con un francés.

Bütün hayatı boyunca restoranda hiç yemek yemediğini söyleyen bir adamla tanıştım.

Conocí a un anciano que dice que nunca ha comido en un restaurante en su vida entera.

Düşman olarak gördüğü ve düşman olarak tüm dünyaya ilan ettiği adamla yan yana geliyor

Acompaña al hombre a quien ve como enemigo y declara al mundo entero como enemigo.

Ancak Soult 20.000 adamla kuzeye yürüdü ve Badajoz'u ele geçirdi… ancak Barrosa yakınlarında bir düşman inişinin

sin embargo Soult marchó hacia el norte con 20.000 hombres, capturando Badajoz… pero se retiró al recibir noticias

"Yüzün BBC'nin her yerinde, Dima!"Al-Sayip bağırdı. "Onlar 25 adamla uyuduğunu va sonra onları öldürdüğünü söylüyorlar! Allah'ın belası bunu nasıl yaptın!

—¡Tu cara está por toda la BBC, Dima! —exclamó Al-Sayib— ¡Dicen que te acostaste con 25 hombres y después los mataste! ¡¿Cómo demonios lo hiciste?!