Translation of "Açıkçası" in Spanish

0.015 sec.

Examples of using "Açıkçası" in a sentence and their spanish translations:

Açıkçası yolun başındayız,

Pero claramente estábamos en los comienzos,

Açıkçası, ondan hoşlanmıyorum.

Francamente, ella no me gusta.

O, açıkçası kaçınılmazdır.

Eso es obviamente inevitable.

Açıkçası o hatalı.

Obviamente, él está equivocado.

Tom açıkçası korkmuş.

Tom está obviamente asustado.

Tom açıkçası etkilenmemişti.

Obviamente Tom no estaba impresionado.

Açıkçası, ben onu sevmiyorum.

Sinceramente, no me gusta.

Açıkçası, geçen yıl evlendik.

A decir verdad, nos casamos el año pasado.

Açıkçası, bir hata yaptın.

Francamente hablando, cometiste un error.

Açıkçası köpeklerim sizi koruyacaktır!

- ¡Obviamente, mis perros los protegerán!
- ¡Obviamente, mis perros te protegerán!

Açıkçası, ben fikri beğenmiyorum.

- Sinceramente, no me gusta la idea.
- Sinceramente, no me gusta esta idea.

Açıkçası, ben sizi sevmiyorum.

Sinceramente, no me gustas.

Açıkçası, senin görüşünü sevmiyorum.

Hablando francamente, no me gusta tu idea.

Açıkçası Tom gitmek istemiyordu?

Claramente, Tom no quería ir.

Açıkçası, onunla çalışmak istemiyorum.

Francamente hablando, no quiero trabajar con él.

Açıkçası, ev ödevimi yapmadım.

A decir verdad, no hice mi tarea.

Açıkçası, bir sorun var.

Obviamente, hay un problema.

Açıkçası dünya yuvarlak değil.

Estrictamente hablando, la Tierra no es redonda.

Açıkçası seni rahatsız ediyorum.

- Está claro que te hago sentir incómodo.
- Está claro que te hago sentir incómoda.
- Está claro que le hago sentir incómodo.
- Está claro que le hago sentir incómoda.
- Está claro que os hago sentir incómodos.
- Está claro que os hago sentir incómodas.
- Está claro que les hago sentir incómodos.
- Está claro que les hago sentir incómodas.
- Está claro que te incomodo.
- Está claro que os incomodo.
- Está claro que le incomodo.
- Está claro que les incomodo.

Açıkçası, oldukça özelleştirilmiş bir araç.

Claramente, es una herramienta muy especializada.

Açıkçası bunu çok fazla düşünmedim.

En realidad, nunca lo analicé demasiado.

Tom açıkçası çok mutlu değildi.

Tom claramente no estaba muy feliz.

Açıkçası Tom iyi bir öğretmendir.

Tom obviamente es un buen profesor.

- Açıkçası yanılıyorsun.
- Belli ki yanılıyorsun.

Claramente tú estás equivocado.

İlki, açıkçası korkunç, aileme utanç veriyor

El primero es atroz, de esos que avergüenzan a mi familia.

Ama açıkçası, bu birazcık uç nokta

Obviamente, esto es un poco extremo,

Tom açıkçası Mary'yi deli gibi seviyor.

Tom obviamente está loco por María.

Açıkçası, onun fikrinden o kadar etkilenmedim.

Sinceramente, no estoy muy impresionado por su idea.

"O yalan mı söylüyor?" - "Açıkçası, evet."

"¿Él está mintiendo?" "Obviamente."

Açıkçası, Tom Fransızcayı çok iyi anlamaz.

Obviamente, Tom no entiende muy bien francés.

Açıkçası, onun konuşmaları her zaman sıkıcı.

- Sinceramente, sus discursos siempre son aburridos.
- Honestamente hablando, sus discursos son siempre aburridos.

- Açıkçası, bu bir hata.
- Bu, açıkçası, bir hata.
- Açık konuşmak gerekirse, bu bir hata.

- Esto es, en sentido estricto, un error.
- Esto es, estrictamente hablando, un error.

Açıkçası, sadece birini seçerseniz ve onda ustalaşırsanız

y les aseguro que si escogen una y la dominan

Açıkçası, bazı konularda hemfikir olduk, bazılarında olamadık.

De hecho, en algunas hemos coincidido y en otras no.

Yani bizim rahatsız olduğumuzdan dolayı değil açıkçası

Francamente, no porque nos sintamos incómodos,

Açıkçası , o, o tür bir insan değil.

Obviamente él no es esa clase de persona.

- Açıkçası o hatalıdır.
- Dürüstçe konuşmak gerekirse, o hatalıdır.

Francamente hablando, está equivocado.

Açıkçası senin kendi çabalarınla hayatta ilerlemen gerektiğini kabul ediyorum.

Obviamente yo estoy de acuerdo en que uno debe avanzar en la vida a través de sus propios esfuerzos.

Açıkçası, Mary'nin benimle öğle yemeği yemesini istemeye güvenim yoktu.

Francamente, no tuve suficiente confianza para invitar a María a almorzar conmigo.

- Açıkçası, canım, umurumda değil.
- Doğrusu, canım, vız gelir tırıs gider.

Francamente, querida, me importa un bledo.

Açıkçası, bu bir kişinin işi olamaz. Tatoeba'nın işbirlikçi olmasının nedeni budur.

Obviamente, éste no puede ser el trabajo de una sola persona. Es por eso que Tatoeba es un proyecto colaborativo.

Şimdi, açıkçası değerli olan şeyi yapmak bu dünya için daha iyi olacak,

Obviamente, hacer algo importante va a ser mejor para el mundo,