Translation of "İlkbahar" in Spanish

0.004 sec.

Examples of using "İlkbahar" in a sentence and their spanish translations:

İlkbahar geliyor.

La primavera se acerca.

İlkbahar geldi.

La primavera está en el aire.

- İlkbahar yakında gelecek.
- Yakında ilkbahar olacak.

La primavera llegará pronto.

İlkbahar geri geldi.

La primavera ha vuelto.

Kış gitti. İlkbahar geldi.

El invierno se marcha y llega la primavera.

Kıştan sonra İlkbahar gelir.

La primavera viene después del invierno.

Kıştan sonra ilkbahar gelir.

Después del invierno viene la primavera.

İlkbahar ne zaman başlar?

- ¿Cuándo empieza la primavera?
- ¿Cuándo comienza la primavera?

İlkbahar hâlâ kendini göstermemişti.

Todavía no había ninguna señal visible de la primavera.

Havada ilkbahar çiçeklerinin kokusu vardı.

- En el aire había el olor de las flores de primavera.
- El olor de las flores de primavera estaba en el aire.

Kış ve Yaz arasında İlkbahar gelir.

La primavera está entre el invierno y el verano.

İlkbahar için hala hiçbir görsel belirti yoktu.

Todavía no ha habido señales visuales de la primavera.

Dört mevsim: İlkbahar, yaz, sonbahar ve kıştır.

Las cuatro estaciones del año son: primavera, verano, otoño e invierno.

Kuzey Yarımküre'de ilkbahar olduğunda, Güney Yarımküre'de sonbahardır.

Cuando es primavera en el hemisferio norte, es otoño en el hemisferio sur.

İlkbahar Kyoto'yu ziyaret etmek için en iyi mevsim.

- La primavera es la mejor estación para visitar Kioto.
- La primavera es la mejor época del año para visitar Kioto.

Yılın dört mevsimi ilkbahar, yaz, sonbahar ve kıştır.

Las cuatro estaciones del año son primavera, verano, otoño e invierno.

- Bahar geçti ve yaz başlıyor.
- İlkbahar geçti ve yaz başlıyor.

La primavera ha pasado y empieza el verano.

Bir yıl içinde dört mevsim vardır - ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış.

Hay cuatro estaciones en un año - primavera, verano, otoño, e invierno.

- Bu dergiye göre, en sevdiğim aktris önümüzdeki ilkbahar bir caz müzisyeniyle evlenecek.
- Bu dergiye göre, benim sevdiğim sanatçı gelecek bahar bir jazz müzisyeni ile evlenecek.

Según esta revista, mi actriz favorita se casará con un músico de jazz la próxima primavera.