Translation of "özledim" in Spanish

Seni özledim.

- Te eché de menos.
- Te extrañé.

Tom'u özledim.

Echaba de menos a Tom.

Onu özledim.

Lo extrañaba.

Yurdumu özledim.

- Me puse nostálgico.
- Tenía nostalgia.

- Seni çok özledim.
- Seni çok özledim!

- ¡Te extrañé mucho!
- ¡Te extrañé tanto!

- Seni çok özledim.
- Seni çok fazla özledim.

Te he echado mucho de menos.

Seni nasıl özledim!

¡Cómo te echo de menos!

Seni çok özledim.

- Te extrañaba mucho.
- Te echaba mucho de menos.
- Te he echado mucho de menos.
- Te extrañé muchísimo.

Bugün seni özledim.

Te extrañé hoy.

Tom'u çok özledim.

He echado mucho de menos a Tom.

Onu çok özledim.

Le echo mucho de menos.

Boston'ı çok özledim.

Extraño tanto Boston.

Sadece onları özledim.

- Realmente los extrañé.
- Simplemente los extrañé.

Otelde Tom'u özledim.

Extraño a Tom en el hotel

Seni nasıl da özledim!

- ¡Cómo te he echado de menos!
- ¡Cuánto te he echado de menos!

İngiliz aksanını çok özledim.

Extrañé tanto el acento británico.

Ben de seni özledim.

Yo también te he echado de menos.

- Kedimi özlüyorum.
- Kedimi özledim.

Yo extraño a mi gato.

Dün gece seni özledim.

Anoche os eché de menos.

- Seni özledim.
- Seni özlüyorum.

- Te extraño.
- Te echo de menos.
- Os extraño.

- Tom'u özledim.
- Tom'u özlüyorum.

Echo de menos a Tom.

Seni çok fazla özledim.

Te he echado mucho de menos.

Dün seni çok özledim.

- Te eché mucho de menos ayer.
- Ayer te eché mucho de menos.

Şehir hayatının koşuşturmasını özledim.

Echo de menos el ruido y la actividad de la vida en la ciudad.

Seni o kadar çok özledim ki.

Te he extrañado tanto.

- Onu çok özlüyorum.
- Onu çok özledim.

Le echo mucho de menos.

Bütün bu zaman boyunca seni özledim.

Te he echado de menos todo este tiempo.

Seni o kadar çok özledim ki, ağlıyorum.

- Lloro de nostalgia.
- Lloro de morriña.

Benim tatlı sevgilim, seni o kadar çok özledim ki.

Mi dulce amor, te extraño tanto.

Ben bütün haftayı yalnız geçirdim ve ben konuşmayı özledim.

Estuve toda la semana solo, y anhelaba una conversación.

Onunla dışarı çıkmayı ve gözde restoranımızda yemek yemeği özledim.

Extrañaba salir con ella y comer en nuestro restaurante favorito.