Translation of "Kendisiyle" in Russian

0.003 sec.

Examples of using "Kendisiyle" in a sentence and their russian translations:

Prensin kendisiyle buluştum.

Я познакомился с самим принцем.

- Tom sürekli kendisiyle çelişir.
- Tom sürekli kendisiyle ters düşer.

Том постоянно сам себе противоречит.

kendisiyle daha yeni evlenmiştik,

с которой мы только поженились:

Ben başkanın kendisiyle buluştum.

- Я встретил самого президента.
- Я познакомился с самим президентом.

Tom kendisiyle gitmemi istiyor.

- Том хочет, чтобы я пошла с ним.
- Том хочет, чтобы я пошёл с ним.
- Том хочет, чтобы я поехал с ним.

Tom kendisiyle evlenmemi istedi.

Том попросил меня выйти за него замуж.

Tom kendisiyle evlenmemi isteyecek.

- Том собирается сделать мне предложение руки и сердца.
- Том собирается сделать мне предложение.

Tom kendisiyle gurur duyuyor.

Том гордится собой.

Tom kendisiyle gurur duymalı.

Том должен гордиться собой.

O sürekli kendisiyle çelişiyor.

Он постоянно себе противоречит.

Tom Mary'nin kendisiyle evlenmesini istedi.

Том попросил Мэри выйти за него замуж.

Tom Mary'nin kendisiyle evlenmesini isteyecek.

Том собирается сделать Мэри предложение руки и сердца.

O sık sık kendisiyle çelişiyor.

Она постоянно себе противоречит.

Tom sık sık kendisiyle çelişir.

Том часто сам себе противоречит.

O, dakikliği üzerine kendisiyle gurur duydu.

Он гордился своей пунктуальностью.

Tom'un sırrı kendisiyle beraber mezara gitti.

Том унёс свою тайну с собой в могилу.

Onun kendisiyle evlenmesini istedi fakat o reddetti.

Он попросил её выйти за него, но она отказала.

O, kendisiyle evlenmesi için onu ikna etti.

Она уговорила его жениться на ней.

Ki, bir gözlemci onları İmparatorluk Muhafızlarının kendisiyle karşılaştırdı.

что один наблюдатель сравнил их с самой Имперской гвардией.

Mary'nin kendisiyle evlenmesini istedi, ve o kabul etti.

Он попросил её выйти за него, и она согласилась.

Tom'un Mary'yi kendisiyle Boston'a gitmeye ikna edebileceğine eminim.

Я уверен, что Том сможет уговорить Мэри поехать с ним в Бостон.

Tom Mary'nin kendisiyle evlenmesini istedi ama o reddetti.

Том просил Мэри выйти за него, но она отказалась.

Mary kendisiyle aynı görüşte olduğu için Tom memnundu.

Том был рад, что Мэри с ним согласна.

Tom kendisiyle dansa gitmesi için Mary'yi ikna etti.

Том уговорил Мэри пойти с ним потанцевать.

Tom'un Mary'nin kendisiyle birlikte Boston'a gitmesini isteyeceğini düşündüm.

Я думал, Том попросит Мэри поехать с ним в Бостон.

- Tom çelişkili olmaya katlanamaz.
- Tom kendisine karşı gelinmesine tahammül edemiyor.
- Tom'un kendisiyle ters düşülmesine tahammülü yok.

Том не выносит, когда ему противоречат.

- Tom onunla kiliseye gitmem için benimle konuştu.
- Tom beni onunla kiliseye gitmeye ikna etti.
- Tom beni kendisiyle kiliseye gitmeye ikna etti.
- Tom beni kiliseye onunla gitmeye ikna etti.

Том уговорил меня пойти с ним в церковь.