Translation of "Büyüleyici" in Russian

Büyüleyici görünüyor.

Выглядит завораживающе.

Örümcekler büyüleyici.

Пауки обаятельны.

Hatıralar büyüleyici şeyler.

Память поразительна.

O büyüleyici görünüyordu.

Она выглядела восхитительно.

Sanırım o büyüleyici.

- Думаю, это восхитительно.
- Думаю, это очаровательно.

Büyüleyici bir hikayeydi.

Это была захватывающая история.

Dilleri büyüleyici buluyorum.

Языки мне кажутся увлекательными.

Yani büyüleyici bir şey.

Это поразительная вещь.

Büyüleyici, inanılmaz bir şey.

Удивительно, невероятно.

O büyüleyici bir kız.

Она гламурная девушка.

O büyüleyici bir kadındır.

Она очаровательная женщина.

- Bu büyüleyici.
- Bu etkileyici

Впечатляюще.

O büyüleyici bir kadındı.

Она была очаровательной женщиной.

Mary büyüleyici ve çekicidir.

Мэри очаровательна и привлекательна.

O büyüleyici bir konuşmacı.

Он восхитительный оратор.

Bazı büyüleyici dönüşümlere tanık oldum.

Я была свидетелем впечатляющих перемен.

Okyanusun en büyüleyici yüzünü sergilemesiyse

И в самую темную фазу

Oldukça büyüleyici bir keşif yaptı.

сделал удивительное открытие.

Kate kız kardeşi kadar büyüleyici.

Кейт так же очаровательна, как и её сестра.

Gece gökyüzü güzel ve büyüleyici.

Ночное небо красиво и вызывает трепет.

Ender görülen büyüleyici bir an bu.

Такое волшебство не часто увидишь.

Vedenik'in büyüleyici bir şehir olduğunu keşfettik.

Мы нашли, что Венеция - очаровательный город.

Yazlık tatil köyleri için, büyüleyici reklam.

Манящая реклама летних курортов.

Evimin önünde büyüleyici bir pasta salonu var.

Напротив моего дома есть очаровательная кондитерская.

Ama alevlere bakmanın büyüleyici bir yanı da vardır.

и есть что-то волшебное в том, когда смотришь на пламя.

Mary, Tom'un şimdiye kadar gördüğü en büyüleyici yaratıktı.

Мэри была прелестнейшим созданием, которое Том когда-либо видел.

Bayan Yamada büyüleyici Japon masalını düz Japoncaya çevirdi.

Мисс Ямада перевела эту удивительную сказку на простой японский.

- Tom, Mary'yi ilginç buldu.
- Tom, Mary'yi büyüleyici buldu.

Том посчитал Мэри очаровательной.

O büyüleyici bir hikayeydi ve o onu iyi anlattı.

Это была завораживающая история, и рассказал он её хорошо.

Bazıları büyüleyici bir yardım çağrısında bulunur. Biyolüminans özelliği olan mantarlar kendi ışıklarını saçar.

Некоторые зовут на помощь. Очаровательным способом. Биолюминесцентные грибы светятся в темноте.