Translation of "Kadındır" in English

0.011 sec.

Examples of using "Kadındır" in a sentence and their english translations:

Evde yönetici kadındır

The manager is the woman at home

Annem bir kadındır.

My mother is a woman.

Mary bir kadındır.

Mary is a woman.

İnsanın geleceği, kadındır.

- The future of man is the woman.
- The future of man is woman.

- Mary fakir bir kadındır.
- Mary yoksul bir kadındır.

Mary is poor.

- Mary hasta bir kadındır.
- Mary sabırlı bir kadındır.

Mary is a patient woman.

- Mary tedbirsiz bir genç kadındır.
- Mary düşüncesiz bir genç kadındır.
- Mary ihtiyatsız bir genç kadındır.

Mary is an imprudent young woman.

O büyüleyici bir kadındır.

She is a charming woman.

O, işindeki tek kadındır.

She is the only woman at her job.

O, inatçı bir kadındır.

She's a stubborn woman.

O güzel bir kadındır.

- She is a beauty.
- She's a beauty.

O bencil bir kadındır.

She is a selfish woman.

O cesur bir kadındır.

She is a brave woman.

O en güzel kadındır.

She's the most beautiful woman.

Mary çekici bir kadındır.

Mary is an attractive woman.

Annem çılgın bir kadındır.

My mother is a crazy woman.

O evli bir kadındır.

She's a married woman.

Mary harika bir kadındır.

Mary is a wonderful woman.

Mary cesur bir kadındır.

Mary is a brave woman.

Mary zor bir kadındır.

Mary is a tough woman.

Leyla bencil bir kadındır.

Layla is a self-absorbed woman.

Mary muhteşem bir kadındır.

Mary is a gorgeous woman.

Mary baskın bir kadındır.

Mary is a dominatrix.

Mary akıllı bir kadındır.

Mary is a smart lady.

O hafifmeşrep bir kadındır.

She opens her legs for everyone.

Annesi en güzel bir kadındır.

Her mother is a most beautiful woman.

Rosa Montero olağanüstü bir kadındır.

Rosa Montero is an extraordinary woman.

Sanırım o dürüst bir kadındır.

I think she's an honest woman.

O da güzel bir kadındır.

She's also a beauty.

Güçlü karakteri olan bir kadındır.

She's a woman of strong character.

6 üyeden, üçte biri kadındır.

Out of the 6 members, a third are women.

O, dünyadaki en güzel kadındır.

She's the most beautiful woman in the world.

Dul kocası ölmüş bir kadındır.

A widow is a woman whose spouse has died.

Mary herkesle yatan bir kadındır.

Mary is a promiscuous woman.

Uli, Mega ve Tina kadındır.

Uli, Mega, and Tina are females.

Mary çok hoş bir kadındır.

- Mary is a very lovely woman.
- Mary is a very nice woman.

Benim annem iyi bir kadındır.

My mother is a good woman.

O, sizi görmek isteyen kadındır.

That's the woman who wants to see you.

Mary hırslı bir genç kadındır.

Mary is an ambitious young woman.

Mary çok şık bir kadındır.

Mary is a very elegant woman.

Mary çok bağımsız bir kadındır.

Mary is a very independent woman.

Mary çok yetenekli bir kadındır.

Mary is a very talented woman.

O, orta yaşlı şişman bir kadındır.

- She is fair, fat and forty.
- She's a middle-aged fat woman.

O, kendi kendini eğitmiş bir kadındır.

She is a self-educated woman.

Uzaktan bakıldığında o güzel bir kadındır.

Seen from a distance, she's a beauty.

O, mükemmel güzelliğe sahip bir kadındır.

She is a woman of great beauty.

Onun karısı oldukça yetenekli bir kadındır.

His wife is quite a talented woman.

Linda bütün dünyadaki en güzel kadındır.

Linda is the most beautiful woman in the whole world.

Mary şimdiye kadar sevdiğim tek kadındır.

Mary is the only woman I've ever loved.

Okuldaki öğretmenlerin sadece yüzde on altısı kadındır.

Only sixteen percent of the teachers at the school are female.

Mary güzel ve zeki genç bir kadındır.

Mary is a beautiful and intelligent young woman.

- O, evleneceğim kadındır.
- O, evleniyor olacağım kadın.

She is the woman I will be marrying.

Mary utangaç ve çekingen bir genç kadındır.

Mary is a shy and reserved young woman.

- O erdemli bir kadın.
- O namuslu bir kadındır.

She is a virtuous woman.

- Wenjin Çinli bir kadın.
- Wenjin, Çinli bir kadındır.

Wenjin is a Chinese woman.

Sen şimdiye kadar kollarımda tuttuğum en güzel kadındır.

You're the most beautiful woman I've ever held in my arms.

- Mary güzel bir kadın.
- Mary güzel bir kadındır.

Mary is a beautiful woman.

Bu okulun öğretmenlerinden sadece yüzde 16'sı kadındır.

Only 16 percent of the teachers of this school are female.

- O sert bir kadındır.
- O sert bir kadın.

She's a tough woman.

Okuma yazma bilmeyen gençlerin neredeyse % 60'ı kadındır.

Almost 60% of illiterate youth are female.

- Masako, Japon bir kadındır.
- Masako bir Japon kadınıdır.

Masako is a Japanese woman.

Artık sizi eleştirmeyen bir kadın, artık sizi sevmeyen bir kadındır.

A women who doesn't criticize you anymore is a women who doesn't love you anymore.

- Mary olağanüstü bir kadındır.
- Meri olağandışı bir kadın.
- Meri sıradışı bir kadın.
- Meri özel bir kadın.

Mary is an extraordinary woman.