Translation of "Kelebek" in Portuguese

0.016 sec.

Examples of using "Kelebek" in a sentence and their portuguese translations:

- Bir kelebek!
- Kelebek!

Uma borboleta!

Kelebek uçtu.

- A borboleta voou.
- A borboleta voava.

Fileyle kelebek yakaladım.

Eu peguei borboletas com uma rede.

Yirmi kelebek yakaladı.

Ele pegou vinte borboletas.

Ah, bir kelebek var!

- Oh, ali está uma borboleta!
- Olha, uma borboleta!

Duvarda bir kelebek gördü.

Ele viu uma borboleta na parede.

Bir tırtıl kelebek olmaktadır.

As lagartas se tornam borboletas.

Güzel bir kelebek yakaladım.

- Eu peguei uma linda borboleta.
- Peguei uma borboleta linda.

Tom pek çok kelebek topladı.

- Tom possui uma grande coleção de borboletas.
- Tom colecionou um grande número de borboletas.

O bana kelebek koleksiyonunu gösterdi.

Ele me mostrou sua coleção de borboletas.

Bugün birçok sarı kelebek gördük.

Nós hoje vimos muitas borboletas amarelas.

Hiç mor kelebek gördün mü?

Você já viu uma borboleta roxa?

Dan Linda'ya kelebek koleksiyonunu gösterdi.

Dan mostrou sua coleção de borboletas a Linda.

Bir kelebek olgun bir tırtıldır.

A borboleta é uma lagarta adulta.

Bir kelebek ne kadar yaşar?

- Uma borboleta vive por quanto tempo?
- Quanto tempo vive uma borboleta?

Bir yarasa gökyüzünde bir kelebek gibi uçuyor.

Um morcego voando no céu parece uma borboleta.

Bana bir kelebek yakaladığın için teşekkür ederim.

Obrigado por pegar uma borboleta para mim.

O bir kelebek mi yoksa bir güve mi?

É uma borboleta ou uma mariposa?

Ben aslında kimim: bir kelebek olduğunu düşleyen bir keşiş mi, yoksa bir keşiş olduğunu düşleyen bir kelebek mi?

Quem sou eu, na verdade: um monge sonhando que é uma borboleta ou uma borboleta sonhando que é um monge?

Bir zamanlar Zhuangzi, rüyasında bir kelebek olduğunu gördü ama uyandığında bir kelebek olduğunu gören Zhuangzi mi yoksa şu anda Zhuangzi olduğunu gören bir kelebek mi olduğuna emin olamadı.

Uma vez Zhuangzi sonhou que era uma borboleta, mas quando acordou, ele não tinha certeza se era Zhuangzi que sonhara ser uma borboleta ou se era uma borboleta que agora sonhava ser Zhuangzi.

Hiç kelebek olmanın nasıl bir şey olduğunu merak ettin mi?

Você já imaginou o que é ser uma borboleta?

Benim dünyamdaki herkes birer midilli, onlar gökkuşağı yiyorlar kakaları da kelebek.

No meu mundo todos são pôneis, eles comem arco-íris e o cocô deles são borboletas.

Bir kelebek bir kalbe: „Nerede huzur bulabilirim?“ diye sormuştu. Kalp: „Kendi içinde,“ diye cevap vermişti.

Uma borboleta perguntou a um coração: "Onde posso encontrar a paz?" O coração respondeu: "Em teu coração."