Translation of "Topladı" in German

0.006 sec.

Examples of using "Topladı" in a sentence and their german translations:

Öğretmen kağıtları topladı.

- Der Lehrer sammelte die Aufsätze ein.
- Die Lehrerin sammelte die Aufsätze ein.

Usta motoru topladı.

Der Mechaniker setzte den Motor zusammen.

O, çiçekleri topladı.

Sie pflückte Blumen.

O, birikimlerini topladı.

Er vermehrte seine Ersparnisse.

O, oyuncaklarını topladı.

Er hob seine Spielsachen auf.

Bahçede çiçekler topladı.

Sie pflückte im Garten Blumen.

Çocuklarını etrafında topladı.

Sie versammelte ihre Kinder um sich.

Tom kitaplarını topladı.

Tom sammelte seine Bücher ein.

Kırılan tabağın parçalarını topladı.

Sie sammelte die Scherben des zerbrochenen Tellers ein.

Tom valizini yeniden topladı.

Tom packte seinen Koffer neu.

Kızlar çayırda çiçekler topladı.

Die Mädchen pflückten auf der Wiese Blumen.

Tom kahve fincanlarını topladı.

Tom sammelte Kaffeetassen.

O, kahve fincanlarını topladı.

Sie sammelte Kaffeetassen.

Mary kahve fincanlarını topladı.

Maria sammelte Kaffeetassen.

Tom ateşe odun topladı.

Tom sammelte Feuerholz.

O, onun için çiçek topladı.

Er pflückte Blumen für sie.

O, çocuklarını kendi etrafına topladı.

Er scharte seine Kinder um sich.

Bir sürü güzel çiçekler topladı.

Sie pflückte viele schöne Blumen.

Tom bütün yaprakları tırmıkla topladı.

Tom rechte alle Blätter zusammen.

Öğretmen öğrencilerini kendi etrafında topladı.

Der Lehrer versammelte seine Schüler um sich.

Van Horne, çocukken fosil topladı.

Als Kind sammelte Van Horne Fossilien.

O, çok sayıda pul topladı.

Er sammelte eine Menge Briefmarken.

Tom eski bozuk paraları topladı.

Tom sammelte alte Münzen.

O, bir sürü güzel çiçek topladı.

Sie pflückte viele schöne Blumen.

- Ayaklarımda kabarcıklar var.
- Ayaklarım su topladı.

Ich habe Blasen an den Füßen.

Şirket, yeni bilgisayarlar için para topladı.

Die Firma brachte Geld für neue Computer auf.

Tom eşyasını topladı ve onu çantasına koydu.

Tom nahm seine Sachen und verstaute sie in seiner Aktentasche.

Tom sonunda söylenilmesi gerekeni söyleme cesaretini topladı.

Tom hat schließlich den Mut gefasst, das zu sagen, was gesagt werden musste.

- Tom paraları aldı.
- Tom bozuk paraları topladı.

Tom hob die Münzen auf.

Tom eşyalarını topladı ve odayı terk etti.

Tom suchte seine Sachen zusammen und verließ den Raum.

- O, kahve fincanlarını topladı.
- Kahve fincanı biriktiriyordu.

Er sammelte Kaffeetassen.

Bugün erkenden hazır olmak için dün eşyalarını topladı.

Sie hat gestern gepackt, um heute früh bereit zu sein.

Tom sonunda Mary'ye onu sevdiğini söyleme cesaretini topladı.

Tom hat endlich den Mut aufgebracht, Maria zu sagen, dass er sie liebt.

Tom bazı ufak meyveler topladı ve onları yedi.

Tom pflückte einige Beeren und aß sie.

Tom oyuncaklarını topladı ve onları bir kutuya koydu.

Tom hob seine Spielsachen auf und legte sie in eine Kiste.

Tom kanepenin arkasına düşmüş olan bozuk paraları topladı.

Tom hob die Münzen auf, die hinter das Sofa gefallen waren.

Ondan biraz daha para istemek için sonunda cesaretini topladı.

Sie fasste sich endlich ein Herz und bat ihn um mehr Geld.

Tom ve Mary nehrin yanında birkaç kır çiçeği topladı.

Tom und Maria pflückten am Fluss einige Wildblumen.

Emirleri yazıya döktü, raporları dosyaladı ve istihbaratı topladı. düşman kuvvetleri…

Befehle transkribierten, Berichte einreichten und Informationen über sammelten feindliche Streitkräfte…

Tom bu eve taşındığından beri bir sürü ıvır zıvır topladı.

Tom hat eine Menge Unrat angehäuft, seit er in dieses Haus gezogen ist.

Bu eksantrik milyarder dünyanın en büyük sanat koleksiyonlarından birini topladı.

Dieser exzentrische Milliardär hat eine der weltgrößten Kunstsammlungen angehäuft.

- Ayaklarımın her tarafında kabarcıklar var.
- Ayaklarımın her tarafı su topladı.

Ich habe überall an den Füßen Blasen.

Oğlan bir avuç yer fıstığı topladı ve onları küçük bir kutuya koydu.

Der Junge sammelte eine Handvoll Erdnüsse und legte sie in eine kleine Schachtel.

- Tom'un ayaklarının her tarafında kabarcıklar vardı.
- Tom'un ayaklarının her tarafı su topladı.

Tom hatte überall an den Füßen Blasen.

Yine çok önemli bir rol oynadı . Adamları geri püskürtüldüğünde Davout onları topladı ve

versuchte, die russische Flanke zu drehen. Als seine Männer zurückgetrieben wurden, versammelte Davout sie und

Çocuk hırsızlarının ona yapmasını söyledikleri gibi Tom işaretlenmemiş, kullanılmış paralar halinde bir milyon dolar topladı.

Tom beschaffte eine Million Dollar in unmarkierten, gebrauchten Scheinen, wie ihm die Entführer aufgetragen hatten.

- Tom yeni ayakkabılarını maratondan önce yeterince alıştırmadı ve ayaklarında kötü kabarcıklar oluştu.
- Tom ayaklarını maratondan önce yeni ayakkabılarına alıştırmadığı için çok fena su topladı.

Tom hat seine neuen Schuhe vor dem Marathon nicht ausreichend eingelaufen und schlimme Blasen an den Füßen bekommen.