Translation of "Bill" in Portuguese

0.006 sec.

Examples of using "Bill" in a sentence and their portuguese translations:

- Bill, Japonya'daydı.
- Bill Japonya'daydı.

Bill estava no Japão.

Haydi, Bill.

Vamos, Bill.

Bill Japonya'daydı.

Bill estava no Japão.

- Bill mektup yazdı.
- Mektubu Bill yazdı.

O Bill escreveu a carta.

- Bill bisiklete binebilir.
- Bill bisiklet sürebilir.

Bill sabe andar de bicicleta.

- Bill sigarayı bıraktı.
- Bill sigarayı kesti.

Bill parou de fumar.

- Bill her zaman dürüsttür.
- Bill daima dürüsttür.

Bill é sempre honesto.

- Bill oldukça çekingendir.
- Bill oldukça içine kapanıktır.

Bill é muito reservado.

Ve Bill Gates

E Bill Gates

Merhaba, Bill. Nasılsın?

Oi, Bill. Como vai?

Bill suçu işlemedi.

Bill não cometeu o crime.

Bill televizyonu açtı.

- Bill ligou a televisão.
- Bill ligou a TV.

Bill, oraya gitme!

- Bill, não vá aí!
- Bill, não vá lá!

Bill, kapıyı aç.

Bill, abra a porta.

Bill sınav hakkında sinirli.

Bill está nervoso por causa do exame.

Bill büyük bir dövüşçü.

Bill é um grande lutador.

Mektup Bill tarafından yazıldı.

A carta foi escrita por Bill.

Bill Gates, Microsoft'un kurucusudur.

Bill Gates é o fundador da Microsoft.

Bill kazanacak, değil mi?

Bill vai ganhar, não é?

Bill denizin yanında yaşıyor.

- Bill mora perto do mar.
- Bill mora perto da praia.

Bill bir beyzbol oyuncusu.

Bill é um jogador de basebol.

Bill Japoncayı biraz konuşabilir.

O Bill sabe falar um pouco de japonês.

Bill ile konuşabilir miyim?

Eu posso falar com Bill?

Bill Gates, Microsoft'u kurdu.

Bill Gates fundou a Microsoft.

Uzun süredir seni görmedim, Bill.

Faz tempo que eu não te vejo, Bill.

Bill gelecek hafta geri gelecek.

Bill estará de volta na próxima semana.

Bill bir saldırgan tarafından öldürüldü.

Bill foi morto por um intruso.

Bill diğer insanlarla asla tartışmaz.

Bill nunca discute com as pessoas.

Bill sık sık parka gider.

- Bill vai muito ao parque.
- Bill vai frequentemente ao parque.

Bill o adam tarafından öldürüldü.

- Bill foi morto por esse homem.
- Bill foi morto por aquele homem.

Tom Bill kadar hızlı koşmaz.

Tom não corre tão rápido quanto Bill.

Bill saatlerce ağlamaya devam etti.

- Bill chorou por horas.
- Bill ficou horas chorando.

Bill dün gece beni aradı.

Bill me ligou na noite passada.

Bill Bob'tan daha hızlı koşabilir.

Bill corre mais rápido do que Bob.

Bill az biraz Japonca konuşur.

Bill fala um pouco de japonês.

- Bill çıldırdı ve Dick'e ağzına geleni söyledi.
- Bill sinirlendi ve Dick'e küfretti.

O Bill ficou zangado e xingou o Dick.

- Bill, babasının çok sigara içtiği gerçeğini sevmez.
- Bill babasının çok sigara içmesinden hoşlanmaz.

Bill não gosta do fato de seu pai fumar tanto.

Bill erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

Bill levou seu irmão ao zoológico.

Bill işi almak için çok gençti.

Bill era muito jovem para pegar o emprego.

Ken, Bill ve Yumi'yi davet ettim.

Eu convidei Ken, Bill e Yumi.

Bill benden iki yaş daha büyük.

Bill é dois anos mais velho do que eu.

Bill Gates dünyanın en zengin adamı.

Bill Gates é o homem mais rico do mundo.

Bill bana güzel bir elbise yaptı.

O Bill fez-me um bonito vestido.

Jack ve Bill çok iyi arkadaşlardı.

Jack e Bill eram muito bons amigos.

Babam Bill ile çıkmama izin vermez.

Meu pai não vai me deixar sair com Bill.

Bu koleksiyonculardan bir tanesi de Bill Gates

Um desses colecionadores é Bill Gates

Bill boğulan çocuğu kurtarmak için nehre daldı.

Bill mergulhou no rio para salvar a criança que estava se afogando.

Tom zaten burada ama Bill henüz gelmedi.

Tom já está aqui, mas Bill ainda não chegou.

Bill her zamanki gibi okula geç kalmıştı.

Bill chegou atrasado na escola come de costume.

Bill ilk treni yakalamak için erken kalktı.

Bill se levantou cedo para pegar o primeiro trem.

Bill ilk treni yakalayabilsin diye erkenden kalktı.

Bill acordou cedo para conseguir pegar o primeiro trem.

Bill, küçük erkek kardeşini hayvanat bahçesine götürdü.

Bill levou seu irmão pequeno para o zoológico.

Bill Gates de Da Vinci'nin bazı notlarını topluyor

Bill Gates recolhe algumas notas de De Vinci

Benim adım William ama sen bana Bill diyebilirsin.

Meu nome é William, mas pode me chamar de Bill.

Prens William'ın herhangi birinin ona Bill demesine izin verip vermeyeceğini merak ediyorum.

- Eu me pergunto se o príncipe Willian deixa todo mundo chamá-lo de Bill.
- Será que o príncipe William deixa que alguém o chame de Bill?

Bill ve John sohbet etmek için ayda bir kez bir araya gelmekten hoşlanıyorlar.

Bill e John gostam de se encontrar uma vez por mês para conversar.

Bill Clinton Monica Lewinsky ile olan ilişkisini açıklamak isterken muğlak bir dil kullandı.

Bill Clinton falou com ambiguidade quando foi-lhe perguntado sobre o seu relacionamento com Monica Lewinsky.