Translation of "Alışverişe" in Portuguese

- O, alışverişe gitti.
- Alışverişe gitti.

Ela foi ás compras.

Alışverişe gittim.

Eu fui fazer compras.

Alışverişe gidiyorum.

Vou ao shopping.

Alışverişe gidelim.

Vamos fazer compras.

Alışverişe gidiyorlar.

- Elas vão fazer compras.
- Eles vão às compras.

Alışverişe giderler.

Eles vão fazer compras.

- Dün Shibuya'da alışverişe çıktım.
- Dün Shibuya'da alışverişe gittim.
- Dün Shibuya'da alışverişe gittik.

Ontem fomos às compras em Shibuya.

Yarın alışverişe gidiyorum.

Amanhã eu vou fazer compras.

O, alışverişe gitti.

Ela foi fazer compras.

Alışverişe gitmek istiyorum.

Quero ir fazer compras.

Çarşıya alışverişe gidelim.

Vamos fazer compras no centro.

Tom alışverişe gitti.

Tom foi às compras.

Alışverişe gittin mi?

Você foi fazer compras?

Dün alışverişe gittik.

Nós fomos às compras ontem.

- Her sabah alışverişe çıkarım.
- Her sabah alışverişe giderim.

- Eu faço compras todas as manhãs.
- Eu faço compras toda manhã.

Geçen Cumartesi alışverişe gittim.

Fui fazer compras sábado passado.

Benimle alışverişe gitmeyecek misin?

Você não vem fazer compras comigo?

Ben alışverişe gitmek zorundayım.

Tenho que sair para fazer compras.

Bir süpermarkete alışverişe gitti.

Ela foi fazer compras no supermercado.

Bugün alışverişe gitmek istemiyorum.

Não quero ir às compras hoje.

Ne sıklıkta alışverişe çıkarsın?

Com que frequência você vai às compras?

Her sabah alışverişe çıkarım.

Eu faço compras toda manhã.

O, alışverişe gitmeyi düşündü.

Ela planejou ir fazer compras.

Kim alışverişe gitmek ister?

Quem quer ir fazer compras?

Leyla kızını alışverişe götürdü.

Layla levou a sua filha às compras.

Benimle alışverişe gitmek ister misin?

Gostaria de ir às compras comigo?

Anne az önce alışverişe gitti.

A mãe acabou de ir às compras.

Ne kadar yakında alışverişe gidiyorsun?

Quando você vai fazer compras?

Sık sık alışverişe gider misin?

Você faz compras com frequência?

Benimle alışverişe gelmek ister misin?

- Você gostaria de ir fazer compras comigo?
- Gostaria de ir às compras comigo?

Yalnız başına alışverişe gitmek istemiyorum.

Eu não quero ir fazer as compras sozinha.

Her gün alışverişe gider misin?

Você vai fazer compras todos os dias?

O mağazaya alışverişe gitmeyi seviyorum.

Eu gosto de ir comprar naquela loja.

Tom, Mary ile alışverişe gitti.

Tom foi às compras com Mary.

Kim benimle alışverişe gitmek ister?

Quem quer ir fazer compras comigo?

Benim için alışverişe gider misin, tatlım?

Querido, você vai fazer as compras por mim?

Tek başıma alışverişe gitmeyi tercih etmem.

Eu preferiria não ir fazer compras sozinho.

Ben neredeyse her gün alışverişe gidiyorum.

Eu vou às compras quase todos os dias.

Alışverişe gitmektense evde kalmayı tercih ederim.

- Eu prefiro ficar em casa a ir fazer compras.
- Prefiro ficar em casa a fazer compras.

Ben bir arkadaş ile alışverişe gittim.

- Eu fui comprar com uma amiga.
- Eu fui comprar com um amigo.

Tom köpek yiyeceği için alışverişe gitti.

- Tom foi comprar ração para cachorro.
- Tom foi comprar ração.

Haftada kaç defa süpermarkete alışverişe gidersin?

Quantas vezes por semana você vai fazer compras no supermercado?

Sen alışverişe giderken ben çocuklara bakarım.

Eu cuidarei das crianças enquanto você faz as compras.

Tom'la bir daha asla alışverişe çıkmayacağım.

Nunca mais vou às compras com o Tom.

Alışverişe gitmek zorundayım. Bir saat içinde döneceğim.

- Eu tenho que fazer compras. Voltarei em uma hora.
- Eu tenho que comprar algumas coisas. Estarei de volta daqui a uma hora.

Sık sık evimin yanındaki süpermarkete alışverişe giderim.

Frequentemente, faço compras no supermercado perto de casa.

Alışverişe gitmeden önce her zaman ihtiyaçlarımı listelerim.

Eu sempre anoto as coisas de que preciso antes de sair para comprar.

John Mary'ye alışverişe gitmek isteyip istemediğini sordu.

John perguntou a Mary se ela gostaria de ir às compras.

O, geçen Pazartesi onunla birlikte alışverişe gitti.

Ela foi fazer compras com ele segunda passada.

Kız annesi ile alışverişe gitmek için ısrar etti.

- A menina insistiu em ir fazer compras com a mãe.
- A menina insistiu em ir fazer compras com a mãe dela.
- A menina insistiu em ir fazer compras com a sua mãe.
- A menina insistia em ir fazer compras com a mãe.
- A menina insistia em ir fazer compras com a mãe dela.
- A menina insistia em ir fazer compras com a sua mãe.

Alışverişe gitmek zorundayım. Bir saat içinde geri geleceğim.

Preciso ir fazer compras. Voltarei em uma hora.

Tom, Mary'ye bir doğum günü hediyesi için alışverişe çıkıyor.

Tom foi comprar um presente de aniversário para Mary.

Onunla birlikte alışverişe gitmeyeceğimi ilk ve son olarak ona söyledim.

Eu lhe disse de uma vez por todas que não iria fazer compras com ela.

O, annesi ile birlikte alışverişe gitmeye niyetlendi fakat annesi meşguldü.

Ela planejou ir fazer compras com sua mãe, mas sua mãe estava ocupada.

Ona bir kez söyledim ve her şeye rağmen onunla alışverişe gitmedim.

- Eu lhe disse de uma vez por todas que não iria fazer compras com ela.
- Eu disse a ela de uma vez por todas que eu não iria mais ao shopping com ela.