Translation of "Kalp" in Korean

0.010 sec.

Examples of using "Kalp" in a sentence and their korean translations:

Kalp atışlarımı duyarım

[내 심장이 뛰는 게 들려]

Kalp atışımı duyabiliyorum

[내 심장이 뛰는 게 들려]

Size kalp çarpıntısını,

심장이 쿵쿵 뛰거나

Kalp, hislerimizi yaratmıyor olabilir

심장이 감정을 만들어내진 않겠지만

kalp yetmezliğinin tüm işaretleri.

모두 심부전의 증상이었죠.

kalp akut şekilde zayıflıyor

심장이 매우 약화될 뿐 아니라

kalp krizinden kurtulmak için,

시험에 합격하기 위한,

kalp krizi, koroner bypass ameliyatı

심장 마비, 관상동맥 우회로 조성술,

Kalp hastalıkları yine de ilerledi.

그들의 심장질환은 여전히 진행됐습니다.

kalp, duygusal hayatlarımızın bir sembolü oldu.

심장은 우리의 정서적 삶의 상징이었습니다.

Ani ölüm de dahil kalp sendromları

갑작스러운 사망을 포함하는 심장 증후군은

Amerikan Kalp Derneği hâlâ duygusal stresi

미국심장협회는 여전히 감정적 스트레스를

Kalp pili ve röntgeni icat ettik

인공 심박동기와 엑스레이도 발명해냈습니다.

Kalp pilleri ve insülin pompaları gibi

그리고 더 나아가 도움이 필요할 때 미리 신호를 울리는

Adı ''takotsubo kardiyomiyopati'' veya ''kırık kalp sendromu,''

"타코수보 심근병증" 또는 "상심 증후군"이라고도 하는데,

Bugün kalp bakımı filozofların başlıca konusu değil,

오늘날 심장을 돌보는 일은 심장의 비유적 의미에 대해 늘 얘기해온

Bebeğin kalp atışı 143'tü, normal oran.

태아심박수는 143이었습니다. 정상 수치죠.

kalp şekli, İsa'nın Kutsal Kalbi olarak anılmaya başladı.

하트 모양은 예수 그리스도의 마음으로 알려졌습니다.

kalp ve duygular arasındaki bu bağlantı oldukça derin.

심장과 감정은 아주 밀접한 관련이 있다는 것을 말이죠.

Kalp atışı gibi bilinçaltı süreçleri kontrol eden sinirler

심장박동과 같은 무의식적 작용을 담당하는 신경은

Bu mavi kalp içinde ayağa kalkabileceğin bir ev.

이 푸른 심장은 당신이 안에 들어가 설 수 있는 집입니다.

Öfke bağışıklık sistemimizi, kalp ve dolaşım sistemimizi etkiliyor.

분노는 우리의 면역체계, 심혈관체계에 영향을 미칩니다.

Dikenlerle süslenmiş ve göz alıcı bir ışık yayan kalp

가시로 장식되고 천상의 빛을 발하며

1982'de Utah'da ilk kalıcı yapay kalp transplantını aldığında

1982년 유타에서 첫 영구적 인공심장을 받게 되었을 때

Bu resimlerde görünen, ortada yas tutan bir kalp var

사진에서 보실 수 있듯이 가운데의 비통해하고 있는 심장은

Sağlık hataları ABD'de ölümlerin, kanser ve kalp hastalıklarından sonra,

미국에서 세 번째로 높은 사망 원인은 오진입니다.

kalp hastalığı için düzeltilebilir, önemli bir risk faktörü olarak listelemiyor,

심장질환의 조절 가능한 핵심 위험 요소로 포함하지 않고 있습니다.

kalp hastalığı, felç ve kanser açısından daha düşük risk taşıyor

심장병, 뇌졸중, 암에 노출될 위험이 현저히 낮았고,

Aniden açılmış bir kalp uyanık, canlı ve aksiyonu ister durumdadır.

찢어진 가슴은 깨어있고, 살아 숨쉬며, 행동을 촉구합니다.

Kalp ve aşk arasındaki bu bağ modern zamanda da ayakta kaldı.

심장과 사랑의 이러한 연관성은 현대에까지 이어졌습니다.

Kalp kapakçığının 30 yıl idare etmesi bekleniyor ama kim bilir ki?

이 인공판막이 30년동안 견딜 수 있다는데 그걸 누가 알아요?