Translation of "Hale" in Korean

0.008 sec.

Examples of using "Hale" in a sentence and their korean translations:

Evrensel olarak tanınır hale geldi.

전 세계적으로 알려졌습니다.

Lojistik olarak imkansız hale geldiğinde

감정 반응을 측정하는 전극 장치가 꼭 필요해

Insan ve koşullardan bağımsız hale getirmektir.

외부에 맡기는 것을 말이죠.

öncelikle galaksimizin bu hale nasıl geldiğini anlamalıyız.

먼저 은하계가 어떻게 형성되었는지 이해할 필요가 있습니다.

Dünyayı daha iyi bir hale getirecek bir fikre

세상을 더 나은곳으로 바꿀 아이디어에

Cerrahi yöntemle alınamaz veya tedavi edilemez hale gelmesidir.

절제나 치료가 불가능해지기 때문입니다.

Tamamı plastikten oluşan kumaşlar oldukça popüler hale geldi.

모두 플라스틱으로 만들어졌으며 엄청난 인기를 끌었죠

Bu, bir şeye başlamayı çok daha kolay hale getirecek

이 방법은 일을 훨씬 쉽게 시작할 수 있도록 도와주고

çünkü çevre git gide artarak daha kötü hale geldi.

왜냐하면 환경이 급격하게 유독해졌거든요.

Gece gündüz. Tatillerde. Fabrikayı işe yarar hale getirmek için

밤낮없이 일하고 휴일도 없었죠.

Bu tür bir hesap izlenebilirlik giderek daha acil hale gelecektir.

이러한 책임은 점차적으로 시급한 문제로 대두되고 있습니다.

Büyümek ve karmaşık hale gelmek için yaşam oksijene ihtiyaç duyar.

생명체가 커지고 복잡해지려면 산소가 필요하죠.

Ve ikisi arasındaki ilişki daha çok tek yönlü hale geldi.

그 둘의 관계는 훨씬 일방적으로 변했습니다.

Araç, bisiklet veya otobüs olsun tüm ulaşımı elektrikli hale getirme gibi

모든 교통수단들을 전기차량으로 바꾸는 과감한 여정에 착수한 것을

Ve 2013 yılında Sincan, Çin için daha da önemli hale geldi.

2013년이 되자 신장은 중국에 더욱더 중요해졌습니다

Kızların eğitimini zorunlu hale getirdi, okuma yazma oranlarını yükseltti, okullar açtı,

여성의 교육을 의무화하고 문맹율을 낮추고 누구에게나 학교를 개방했습니다

Fakat şimdi William Pitt Napolyon'un fetihlerinin Fransa'yı daha güçlü hale getirdiğinden korktu

하지만 피트 수상은 나폴레옹의 정복이 프랑스를 지나치게 강하게 만들까 두려웠고,

Daha fazla güç elde etmek ve onu kalıcı hale getirmek için harekete geçti.

에르도안이 영구적으로 집권하도록 만들었죠

Bu durum NATO'nun, hatta Dünya Ticaret Örgütü'nün bile varlığını sorgulamaya açık hale getirdi.

나토와 세계무역기구까지도 의문을 제기하고 있습니다