Translation of "Yaşamaya" in Japanese

0.005 sec.

Examples of using "Yaşamaya" in a sentence and their japanese translations:

- Tek yaşamaya katlanamam.
- Yalnız yaşamaya dayanamıyorum.

- 私は一人で暮らすことに耐えられない。
- 独りで暮らすなんて、耐えられないよ。

- Yalnız yaşamaya alışkınım.
- Tek başıma yaşamaya alışığım.

一人暮らしには慣れている。

Yalnız yaşamaya alıştım.

一人で暮らすことには慣れたよ。

Teyzesiyle yaşamaya geldi.

彼女は叔母と暮らすようになった。

Amerika'da yaşamaya alışıyordum.

アメリカの生活にだんだん慣れてきました。

Yakında burada yaşamaya alışacaksın.

君はすぐに当地での生活に慣れるでしょう。

Tek başıma yaşamaya başladım.

一人暮らしをはじめた。

Mayuko yalnız yaşamaya katlanamıyor.

- マユコはひとりぐらしにたえられない。
- 真由子は一人暮らしに耐えられない。

Gelirine göre yaşamaya çalışmalısın.

分相応の暮らしをするようにすべきだ。

O, Avustralya'da yaşamaya isteklidir.

彼女はしきりにオーストラリアで暮らしたがっています。

Yakında kırsalda yaşamaya alışırsın.

- 田舎の生活にすぐ慣れるでしょう。
- 田舎住まいにもすぐに慣れますよ。

Yurtta yaşamaya alıştın mı?

寮生活には慣れましたか。

Beklentilerinize uygun yaşamaya çalışacağım.

あなたがたの期待に添えるように努力します。

Mayuko yalnız yaşamaya dayanamaz.

マユコはひとりぐらしにたえられない。

Tom yalnız yaşamaya alışkındır.

トムさんは独り暮らしのはなれています。

- Tek başına yaşıyordu.
- Yalnız yaşamaya alışkın.
- O yalnız yaşamaya alışkındır.

彼女は一人暮らしになれている。

Tom şehirde yaşamaya alışkın değil.

トムは都市での生活に不慣れです。

Yakında kendi başına yaşamaya alışacaksın.

- すぐに一人住まいに慣れますよ。
- 一人暮らしもすぐに慣れますよ。

Yakında bu ülkede yaşamaya alışacaksın.

すぐにこの国に住むのに慣れるよ。

Hayatı yaşamaya değer hale getir.

- あなたのお陰で私は生き甲斐を感じます。
- 君が僕の人生を生きるに値させる。

Yine aynı şekilde yaşamaya devam etmesi.

これまでと変わらない 生活をしているのです

Shizuoka'ya yaşamaya geleli on yıl oldu.

静岡に来てから10年になります。

Tom sürekli olarak Japonya'da yaşamaya niyetleniyor.

トムはずっと日本に住むつもりです。

Onun oğlu, hayatı yaşamaya değer kılıyor.

彼女は息子が生きがいです。

Yurt dışında yaşamaya kolayca adapte oldular.

彼らは外国の生活にたやすく順応した。

Buraya yaşamaya geleli on yıl oldu.

ここで暮らすようになってから10年になる。

Yakında bir yurtta yaşamaya uyum sağlayacaksın.

すぐに君は寮で生活するのになじみますよ。

Kırsalda yaşamayı şehirde yaşamaya tercih ediyorum.

都会よりは田舎に住みたいな。

O, küçük bir gelirle yaşamaya alışkındı.

彼女は少ない収入で暮らすことに慣れていた。

Tom hayatı yaşamaya değmezmiş gibi düşünüyor.

- トムは自分の人生に生きる価値がないような気がし始めていた。
- トムは自分の人生が生きるに値しないという感じを持ち始めた。

Geri dönenlerin Japonya'da yaşamaya alışma sorunu var.

帰国者たちは日本の生活に慣れるのに苦労している。

Yabancı bir kültürde yaşamaya uymak genellikle zordur.

異文化の生活に適応するのは一般に難しい。

Buraya yaşamaya geleli on yıldan fazla oldu.

当地に住み着いてから10年以上になる。

Ailesini terk etti ve Tahiti'de yaşamaya gitti.

彼は家族を捨ててタヒチ島に移り住んだ。

Hayatımın yaşamaya değer olup olmadığını merak ediyorum.

私って生きてる価値あるのかな?

Nasıl tıpkı eski biçimde yaşamaya devam ederdik ki?

なぜ前と変わらない生活を していられるのでしょう?

Hızlı bir şekilde dönüş yaşamaya, izole olmaya başladım.

私はどんどん落ちこみ 急速に孤立していきました

Bahara sağ çıkarlarsa tek başlarına yaşamaya hazır olacaklar.

‎この冬をしのげば ‎親離れできる

O, ailesini terk etti ve Tahiti'de yaşamaya gitti.

彼は家族を捨ててタヒチ島に移り住んだ。

Erkek kardeşim kısa sürede Tokyo'da yalnız yaşamaya alıştı.

私の弟はすぐに東京の独り暮らしに慣れた。

John her zaman Lincoln örneğine uyarak yaşamaya çalıştı.

ジョンはいつもリンカーンを見習って生きようとしていた。

Japonya'da yaşamaya gelince, şikâyet edecek bir şeyim yok.

日本に住んでいる事について、私には何も不満はない。

Trans kadın kimliğimle yaşamaya başladım ve bütün işlerimden oldum.

トランスジェンダーであることを カミングアウトして全ての職を失いました

İlk başta onun, yeni evinde yaşamaya alışma sorunu vardı.

彼は始めは新居になじめなかった。

Durgun olan çocuk bir hayal dünyasında yaşamaya daha meyillidir.

不活発な子供は空想の世界に閉じこもる傾向がずっと高い。

Tom şehir hayatından vazgeçmeye ve kırsalda yaşamaya karar verdi.

トムは都会での生活をあきらめ、田舎での生活をすることに決めた。

- Tom bir yıldan daha fazla bir süre Boston'da yaşamaya niyetli.
- Tom'un bir yıldan daha fazla bir süre Boston'da yaşamaya niyeti var.

トムは一年以上ボストンに住むつもりだ。

Yepyeni bir gelişme yaşamaya başladım. Güzel, sakin, berrak bir gündü.

‎新たな角度で観察を始めた ‎ある晴れた穏やかな日だった

Benim başından beri büyük bir şehirde yaşamaya hiç niyetim yoktu.

私は、大きな都市に住むつもりは最初からないんです。

Bir yabancı dili öğrenmenin en iyi yolu onun konuşulduğu bir ülkede yaşamaya gitmektir.

外国語を学ぶには、その言語が話されている国に住むのが一番だ。

O parası için sevmediği bir adamla yaşamaya devam ederse, onun umudunu keseceği ve müthiş sıkıntıda olacağı gün gelecektir.

お金のために、愛してもいない男との生活をつづけるならば、すっかり失望して、進退きわまる時が将来やってくることだろう。