Translation of "Vurdu" in Japanese

0.010 sec.

Examples of using "Vurdu" in a sentence and their japanese translations:

Birisi sırtıma vurdu.

だれかが私の背中をたたいた。

Onlar kapıya vurdu.

彼らはドアをぶち破った。

Topa ayağıyla vurdu.

彼は足でそのボールをけった。

Tayfun Tokyo'yu vurdu.

台風が東京を襲った。

Yıldırım kuleyi vurdu.

雷がその塔に落ちた。

Yumruğunu masaya vurdu.

彼はげんこつでテーブルをたたいた。

Avcı ayıyı vurdu.

ハンターは熊を撃った。

Saat onu vurdu.

時計が10時を打った。

O ona vurdu.

彼女は彼をぶった。

Ok hedefi vurdu.

矢は的に当たった。

Kapıya hafifçe vurdu.

彼は戸をトントンとたたいた。

- O, kazara çekiçle parmağına vurdu.
- Kazara çekiçle başparmağına vurdu.

- 彼は過って親指を金槌で打ち付けた。
- 彼はうっかり金槌で親指を叩いてしまった。

Öğretmen sırtıma hafifçe vurdu.

先生は私の背中をぽんとたたいた。

Bir kaplanı kafasından vurdu.

- 彼はトラの頭を射抜いた。
- 彼はトラの頭を撃ち抜いた。

O bana kafamdan vurdu.

- 彼は僕の頭を殴った。
- 彼は私の頭をぶった。
- 彼は私の頭を殴った。

Soyguncu onun kafasına vurdu.

強盗は彼女の頭をめった打ちにした。

Dişlerim soğuktan birbirine vurdu.

- 寒くて歯がガチガチ鳴った。
- 寒くて歯ががたがたいった。

Bill Tom'a aniden vurdu.

ビルは突然トムを殴った。

Bill omuzumu yavaşça vurdu.

ビルは私の肩をぽんとたたいた。

Adam benim kafama vurdu.

その男は私の頭を殴った。

Yumruğu ile masaya vurdu.

彼女は拳でテーブルをドンと叩いた。

O benim kafama vurdu.

彼は私の頭をたたいた。

O, kaburgalarıma dirsek vurdu.

彼はひじで私の脇腹をつついた。

O, yumruğunu masaya vurdu.

彼はテーブルを拳骨でどんどんたたいた。

Adam aniden kafama vurdu.

男は突然私の頭を殴った。

O bana yanlışlıkla vurdu.

彼は間違って私を殴った。

O benim gözüme vurdu.

彼は私の目のあたりを殴った。

Sinirlendi ve çocuğa vurdu.

彼はかんしゃくを起こして、その少年をたたいた。

O, topa sert vurdu.

彼女はボールを強く打った。

Tom pencereye hafifçe vurdu.

トムは窓をコンコンと叩いた。

Baba, Mary bana vurdu!

パパ、メアリーが叩いた!

Tom düşüp dirseğini vurdu.

トムは転んで肘をついた。

Saat zaten öğleyi vurdu.

時計はすでに正午を打った。

Saat tam üç vurdu.

時計がちょうど3時を打った。

Saat 12 buçuğu vurdu.

時計が零時半を打った。

Yıldırım Tom'un evini vurdu.

トムの家に雷が落ちた。

Bu sabah kendini vurdu.

彼は今朝銃で自殺した。

John bana kafamdan vurdu.

ジョンは私の頭を殴った。

George onun midesine vurdu.

ジョージは彼の腹を殴った。

Birisi omuzuma hafifçe vurdu.

誰かが私の肩をたたいた。

O, ona defalarca vurdu.

- 彼女は彼を何度も殴った。
- 彼女は彼を何度もぶった。
- 彼女は彼を何度も叩いた。

Saat tam onu vurdu.

時計がたった今十時を打った。

- O bana vurdu, ona değil.
- O bana vurdu, kıza değil.

彼がなぐったのは私であって彼女ではない。

Fosil yakıt fiyatları tavana vurdu.

化石燃料の値段が急騰した。

Bob bana vurdu, ona değil.

ボブがなぐったのは私であって彼女ではない。

Kız kardeşim turnayı gözünden vurdu!

僕の姉が大躍進だよ。

Düştü ve kafasını yere vurdu.

彼は転んで頭を床にぶつけた。

O, erkek kardeşinin omuza vurdu.

彼は弟の肩をポンとたたいた。

Onun sözü can evinden vurdu.

彼の言葉はズバリ急所を言い当てた。

O omzuma yavaş yavaş vurdu.

彼女は私の肩をたたいた。

O, beyzbol sopasıyla topa vurdu.

彼はバットでボールを打った。

O benim omzuma yavaşça vurdu.

彼は私の肩をぽんとたたいた。

O, raketi ile topa vurdu.

彼はラケットでボールを打った。

Benjamin tüfekle bir ayı vurdu.

ベンジャミンはライフルでクマを撃った。

Bir dizi felaket bölgeyi vurdu.

災害があいついでその地域を襲った。

Onlar onları göl üzerinde vurdu.

湖の上に打ち上げるから。

- Onlar Tom'u vurdu.
- Tom’u vurdular.

そいつらがトムを撃ったんだ。

Jim topa çok sert vurdu.

ジムはとても強くボールを蹴った。

O, ona bir çekiçle vurdu.

- 彼女は彼をハンマーで殴った。
- 彼女は彼を金槌で殴った。

- Yıkıcı bir deprem eyalet başkenti vurdu.
- Yıkıcı bir deprem eyaletin başkentini vurdu.

破壊的な被害をもたらす規模の地震が州都を襲った。

Çocuk yeni sopası ile topa vurdu.

少年は新しいバットでボールを打った。

Bir soğuk hava dalgası Avrupa'yı vurdu.

寒波がヨーロッパを襲った。

Onun şaşkınlığı onun yalanını açığa vurdu.

ろうばいしたため、彼のうそが暴露された。

Adam bir silahla üç kuşu vurdu.

その男は銃で3羽の鳥を撃った。

Onun yüzü gerçek hislerini açığa vurdu.

彼女の顔色から彼女の本当の気持ちがわかった。

O, bilardo sopası ile topa vurdu.

彼はバットでボールを打った。

Tom bir ayıyı vurdu ve öldürdü.

トムは熊を撃ち殺した。

Medya her şeyi orantısız olarak açığa vurdu.

マスコミが何もかも大げさに言いたてたのです。

- O, omuzumu tıpışladı.
- O hafifçe omzuma vurdu.

- 彼は僕の肩をぽつんとたたいた。
- 彼は私の肩を軽くたたいた。

- O, kız kardeşine çarptı.
- Kız kardeşine vurdu.

- 彼女は妹を殴った。
- 彼女は姉を殴った。

Transistörün icadı yeni bir döneme damgasını vurdu.

トランジスターの発明は新時代を画した。

Bir soğuk hava dalgası bu bölgeyi vurdu.

この地方を寒波が襲った。

O işaret parmağı ile kutuya hafifçe vurdu.

彼女はその箱を人差し指でとんとんとたたいた。

Dow 35 puan düştü ve sonra dibe vurdu.

ダウ平均は35ポイント下がって底をつきました。

- Gözleri, korkusunu açığa vurdu.
- Gözleri, korkusunu ele verdi.

彼の眼は彼の恐怖心を表わしていた。

John, bir kaplan yakaladı ve iki aslan vurdu.

ジョンはトラを捕まえ、2匹のライオンを射殺した。

8.8 büyüklüğündeki büyük deprem bugün Japon adalarını vurdu.

本日、マグニチュード8.8の巨大地震が日本列島を襲いました。

O birçok aslan, fil ve diğer hayvanı vurdu.

彼はライオンやゾウなどたくさんの動物を銃で撃った。

Kavşaktaki dur işaretini göremedi ve gelen bir arabaya vurdu.

彼は交差点で停止信号を見落としたので、対向車とぶつかった。

Hırsız bana vurdu ve gözümü morarttı ve daha sonra kaçtı.

泥棒は僕を殴って目のまわりにあざをつくり、そして走り去った。

İlk olarak Valparaíso'daki İspanyol limanını vurdu. Oradan Şilili altını ve şarabı çaldı.

まずバルパライソのスペイン港を襲い、 チリ産の金とワインを奪った

26 Eylül 1959'da, Japonya'nın kaydedilen tarihinde en güçlü tayfun Nagoya'yı vurdu.

1959年9月26日に、日本観測史上最大の台風が名古屋を襲った。

Gece boyu süren sağanak yağış, mahsur kalan feribottaki kazazedeleri kurtarma çalışmalarına sekte vurdu.

夜通しの豪雨は、被災したフェリーからの生存者の救出を妨げた。

- Bu sonbaharda büyük bir deprem Meksika'ya çarptı.
- Bu sonbahar büyük bir deprem Meksika'yı vurdu.

今年の秋にメキシコで大地震があった。