Translation of "Izlemek" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Izlemek" in a sentence and their japanese translations:

- Yıldızları izlemek ilginç.
- Yıldızları izlemek enteresandır.

星をながめるのは興味深い。

Bebekleri izlemek ilginçtir.

赤ちゃんは見ていて楽しい。

Televizyon izlemek istemiyorum.

- テレビを見たくないです。
- テレビは見たくない。

TV izlemek eğlenceli.

テレビを見るのは楽しい。

Televizyon izlemek istiyorum.

私はテレビを見たいです。

TV izlemek istiyorum.

- 私はテレビを見たい。
- テレビが観たい。

TV izlemek istemiyorum.

- テレビを見たくないです。
- テレビは見たくない。

Onu izlemek istemiyorum.

彼女には会いたくない。

Yarışı izlemek eğlenceli.

あの競争を見るのは楽しい。

Filmleri izlemek çok ilginç.

映画を見ることは、とてもおもしろい。

Bu filmi izlemek istiyorum.

この映画、見たいな。

Bunu izlemek zorunda değiliz.

僕らはこれを見る必要はない。

Sadece onu izlemek zorundasın.

- あなたは彼に付いて行きさえすればいいです。
- 君は彼に従ってさえいればいい。

Yıldızları izlemek için teleskoplar yapıyorlar.

望遠鏡を作って 天体を眺めたりもしました

Televizyon izlemek pasif bir faaliyettir.

テレビを見ることは受動的活動である。

TV izlemek yerine iskâmbil oynayalım.

テレビを見ないでトランプをしようよ。

Futbol maçını televizyondan izlemek eğlenceliydi.

- テレビでフットボールの試合を見るのは楽しかった。
- テレビでそのフットボールの試合を観戦するのは面白かった。

Köpek hırsızları izlemek için eğitilmiştir.

その犬は泥棒の番をするように訓練されている。

Televizyon izlemek için zamanım yok.

- 私はテレビを見る時間がありません。
- テレビを見る時間が無いんだよ。

Şimdi canım TV izlemek istemiyor.

今はテレビを見る気分じゃない。

Code Lyoko'yu izlemek hoşuma gidiyor.

私はコード・リョーコを見るのが好きだ。

Bence TV izlemek zaman kaybıdır.

私はテレビを見るのは時間の浪費だと考える。

Yaban kuşlarını izlemek çok eğlenceli.

野鳥を観察するのはとても面白い。

Bu programı izlemek ister misin?

- この番組見る?
- この番組見たい?

Yabani kuşları izlemek çok eğlenceli.

野鳥を観察するのはとても面白い。

TV'de beyzbol oyunu izlemek ister misin?

テレビで野球の試合を見たいですか。

Ağır çekim bir film izlemek gibiydi.

それはまるでスローモーション映画を見ているようだった。

Bu gece canım televizyon izlemek istemiyor.

- 今晩はテレビを見る気がしない。
- 今夜はテレビを見る気分じゃない。

Dün TV izlemek için zamanım yoktu.

昨日はテレビを見る時間がなかった。

- Filmi izlemek istiyorum.
- Filmi seyretmek istiyorum.

私はその映画を見たい。

TV izlemek için hiç zamanım yok.

- 私はテレビを見る時間がありません。
- テレビを見る時間が無いんだよ。

Dövüşü izlemek için bir kalabalık toplandı.

喧嘩を見ようと、野次馬が集まった。

Londra'da bir komedi izlemek için gittik.

私たちはロンドンに喜劇を見に行った。

Yok olmalarını öylece durup izlemek çok kolay.

枯渇されるがままに してしまいます

Sevgi dolu yaşlı bir çifti izlemek keyifli.

愛情こまやかな老夫婦を見るのはいいものだ。

Şu anda TV'de ne olduğunu izlemek istiyorum.

テレビで今何がやってるか見たい。

Bir oyun izlemek için hepimiz tiyatroya gittik.

私達みんなは芝居を見るためにシアターへ行った。

Modern bir dram izlemek için tiyatroya gittim.

- 私は現代劇を見にその劇場へ行った。
- 私たちは現代劇を見にその劇場へ行った。

Kocasını izlemek için bir özel dedektif kiraladı.

彼女は夫を見張るため私立探偵を雇った。

Korku filmini tekrar izlemek için kendimi ikna edemedim.

そのホラー映画は二度と見る気にならなかった。

Bir uydu eriyen buzulları izlemek için yörüngeye fırlatıldı.

溶け続ける氷河を監視するために、人工衛星が軌道に打ち上げられた。

- Teşekkürler, sadece izlemek istiyorum.
- Teşekkür ederim, sadece bakıyorum.

ありがとう、ただ見ているだけです。

Bir dağ zirvesinden güneş'in doğuşunu izlemek bir zevk.

山頂から日の出を見るのは喜びだ。

O, davet edilmesine rağmen, Dünya Kupasını izlemek için gitmedi.

招待されたが、彼女はワールドカップを見に行かなかった。

Bob TV programını izlemek için acele ile eve gitti.

ボブはそのテレビ番組を見るために、急いで家へ帰った。

Film bize güldürdü ama aslında izlemek heyecan verici değildi.

その映画は笑えるものだったが、見ていてそれほど感動するようなものではなかった。

O filmi defalarca izledim ama onu tekrar izlemek istiyorum.

その映画は何度も見たことがあるが、もう一度見てみたい。

Yabancıların bir tenis turnuvası var. Gelip izlemek ister misin?

外人達のテニスのトーナメントがありますよ。見にいらっしゃいませんか。

Tom, ABD-Almanya futbol maçını izlemek için işe gitmedi.

トムはサッカーのアメリカ=ドイツ戦を見るために仕事を休んだ。

O filmi izlemek Hindistan'a yolculuk yapmak gibi bir şeydir.

あの映画を見ると何かしらインドへ行ったような気がします。

İngilizce çalışıyor olmam gerek ama bir film izlemek istiyorum.

英語を勉強しているべきなのだが、映画が観たい。

Bazen rahatlamak ve "Nailed It" gibi bir program izlemek istersin.

人は時に気を抜いて『パーフェクト・ スイーツ』なんかを観たくなるものです

Başka zaman da insanlar yoğun dolu dolu filmler izlemek ister.

また時にはとても重い映画を求めます

Ne kadar sevsen de her gece aynı şeyi izlemek istemezsin,

人は同じ番組を飽きるまで 毎晩観たいとは思わないものです

Annem oraya gitmek istiyor ama babam evde TV izlemek istiyor.

お母さんはそこへ行きたいが、お父さんは家でテレビを見たい。

- TV izlemek için fazla zaman harcama.
- Televizyon izleyerek çok fazla zaman harcama.

テレビを見てそんなに長時間過ごしてはいけない。

Hasta olma sana en azından evde kalmak ve film izlemek için mükemmel bir bahane verir.

少なくとも、具合が悪いということは、家に居て映画を観るための完璧な言い訳になる。

Bu bizim için acı bir gerçek fakat bu filmi izlemek eve bana tekrar dünyaya bakan tehlikeyi getirdi.

私たちにとっては耳の痛い「真実」でしたが、この映画を観て地球の危機を改めて感じました。

Başladığımız yere dönüp farklı bir yol izlemek ve enkazı o şekilde bulmak istiyorsanız "Bölümü Tekrar Oynat"ı seçin.

最初に戻り違う道を通って― 残がいを捜したいなら “リプレイ”だ