Translation of "Smith" in Japanese

0.009 sec.

Examples of using "Smith" in a sentence and their japanese translations:

" Bay Smith ile konuşmak istiyorum." " Ben Smith."

- 「スミスさんをお願いしたいのですが」「スミスですが」
- 「スミスさんをお願いしたいのですが」「はい、わたしがスミスですが」

Bay Smith geldi.

スミスさんが来ました。

Smith ailesi Ohio'ya taşındı.

スミス一家はオハイオウ州に引っ越した。

Bay Smith gerçeği söylemeliydi.

スミスは真実を語るべきだったのに。

Smith ödeme talep etti.

スミスは支払いを要求した。

Smith ailesi bizim komşumuzdur.

スミスさん一家は私たちの隣人です。

Bay Smith sınıftan sorumludur.

スミス先生はそのクラスの担任だ。

Bay Smith şimdi görevdedir.

スミスさんは今勤務中です。

Karım bir Smith idi.

私の妻はスミス家の出身でした。

- Bay Smith seçkin bir kemancıdır.
- Bay Smith ünlü bir kemancıdır.

スミス氏は著名なバイオリニストである。

- Bayan Smith ikinci çocuğunu doğurdu.
- Bayan Smith ikinci çocuğunu dünyaya getirdi.

スミス夫人には二番目の子供が生まれた。

Evet, benim adım Karen Smith.

はい、私の名前はカレン・スミスです。

Oda Bayan Smith tarafından temizlenir.

その部屋はスミス夫人が掃除します。

Kolej bay Smith tarafından kuruldu.

その大学はスミス氏によって創立された。

Bayan Smith yaşlı bir hanımdır.

スミス夫人は年配の女性です。

Bayan Smith bizim İngilizce öğretmenimizdir.

スミス夫人は私たちの英語の先生です。

Smith ailesi evlerini beyaza boyattılar.

- スミス夫妻は家を白色に塗ってもらってた。
- スミス家は家を白く塗ってもらった。

Bay Smith iyi bir öğretmendir.

スミス氏は立派な先生である。

Bay Smith onu sekreteri yaptı.

スミス氏は彼女を自分の秘書にした。

Bay Smith, oğlunun başarısından memnun.

スミス氏は子どもの成功を喜んでいます。

Smith bir kalp krizinden öldü.

スミスは心臓麻痺で死んだ。

Bay Smith şu anda görevde.

スミスさんは今勤務中です。

Bay Smith karısından yoksun bırakıldı.

スミスさんは奥さんに先立たれた。

Bay Smith onun bir tanıdığı.

スミスさんなら彼女の知りあいです。

Bay Smith ile teması sürdürmelisin.

あなたは、スミス氏と連絡を取り合うべきです。

Orada duran adam Bay Smith.

あそこに立っている人はスミスさんです。

Bay Smith şimdi Kyoto'da yaşıyor.

スミスさんは今京都に住んでいる。

Bay Smith bana İngilizce öğretmektedir.

スミス先生は私に英語を教えてくれます。

Bay Smith onun bir tanıdığıdır.

スミスさんなら彼女の知りあいです。

Bay Smith İngilizce öğretmeni midir?

スミスさんは英語の先生ですか?

Bayan Smith İngilizce öğretmeni mi?

- スミスさんは英語の先生ですか?
- スミス先生は英語教師ですか?

O odayı bayan Smith temizler.

その部屋はスミス夫人が掃除します。

Bay Smith Çin tarihi okudu.

スミスさんは、中国史を勉強していました。

Bayan Smith kiliseye arabayla gider.

スミス夫人は車で教会に行きます。

Boone Smith parsların zihniyetini incelemeyi seviyor.

ブーン・スミスは ヒョウの心を読みます

Avukat, Bay Smith adına konuşacağını söyledi.

その弁護士はスミスさんの代理として話すと言った。

Bayan Smith ünlü bir güzel kadındı.

スミス夫人は美人で有名だった。

Smith Hanımın televizyon bağımlısı olduğunu söyleyebilirsiniz.

スミス夫人はテレビ狂といってもいいくらいです。

Bayan Smith bir İngilizce öğretmeni midir?

- スミス先生は英語の先生ですか。
- スミスさんは英語の先生ですか?

Bayan Smith bu okulda İngilizce öğretmektedir.

スミス先生はこの学校で英語を教えています。

Bay Smith Pazar günü kesin gelecek.

スミスは日曜日にはきまってやってくる。

Bay Smith İngilizce konuşmaz, değil mi?

スミスさんは英語を話さないのでしょう。

O, Smith seçilirse istifa edeceğini söyledi.

スミスが選ばれたら、彼は辞職をすると言った。

Bay Smith bütün öğrenciler tarafından sevilir.

- スミス先生は生徒全員から好かれている。
- スミス先生は生徒みんなに好かれている。
- スミス先生はどの生徒からも好かれている。

Bay Smith bütün öğrencileri tarafından sevilir.

- スミス先生は生徒全員から好かれている。
- スミス先生は生徒みんなに好かれている。
- スミス先生はどの生徒からも好かれている。

Bay Smith şimdi bu şirketin başkanı.

スミス氏が、今、この会社の社長です。

Bay Smith bu sabah Japonya'dan ayrıldı.

スミス先生は今朝日本を出発した。

Bay Smith Çin tarihi eğitimi aldı.

スミスさんは、中国史を勉強していました。

Caddede kazara Bay Smith ile karşılaştım.

私はその通りで偶然スミスさんに会った。

Bay Smith tatlı dilli bir insandır.

スミスさんはソフトな語り口の人物です。

Bay Smith üç yıldır Kyoto'da yaşıyor.

スミスは3年間京都に住んでいる。

Bayan Smith tüm öğrenciler tarafından sevilir.

スミス先生は生徒達みんなから好かれています。

Yakın zamanda Bay Smith ile görüşmedim.

このごろスミスさんとは連絡をとっていません。

Bay Smith bir kodaman olduğunu düşünüyor.

スミスさんは自分のことを大物だと思っている。

Jane Smith ofisinde çok sıkı çalışır.

ジェーンスミスは会社で一生懸命働いています。

O üniversite Bay Smith tarafından kuruldu.

その大学はスミス氏によって創立された。

Ben Smith adında bir adam tanıyorum.

私はスミスという男性を知っている。

Bayan Smith sevdiği bir şeyi kocasına yaptırabilir.

スミス夫人は何でも望み通りに夫にやってもらえる。

Bay ve Bayan Smith iyi bir eştir.

スミス夫妻は似合いの夫婦だ。

Bay Smith için bir veda partisi düzenlendi.

スミスさんのために送別会が開かれた。

Siz dışardayken Bay Smith diye biri geldi.

留守中スミスさんという方が来ました。

Bay Long ve Bay Smith birbirleriyle konuştu.

ロング氏とスミス氏は、お互いに話し合った。

Bay Smith, söz verdiği hâlde henüz dönmedi.

スミス氏は約束したのにまだ現れない。

Bildiğim kadarıyla, Bay Smith mütevazı bir adamdı.

私が知る限りスミスさんは控え目な人だった。

Bay Smith zararlar için onlara dava açtı.

スミス氏は損害賠償を請求して彼らを告訴した。

Bay Smith belediye başkanlığı için bir aday.

スミス氏は市長候補である。

Bay Smith üç yıl önce Kyoto'da yaşadı.

スミスさんは3年前京都に住んでいた。

Bay Smith bu sabah Japonya'yı terk etti.

- スミス先生は今朝日本を出発した。
- スミス先生は今朝方、日本を出国されました。

Üç adaydan, sanırım Bay Smith en iyisi.

三人の候補者の中ではスミス氏がベストだと思います。

Bay ve Bayan Smith şimdi birbirlerinden ayrı yaşıyorlar.

スミス夫妻は今はお互いに離れて暮らしている。

"Bay Smith ile konuşabilir miyim?" "Hatta kalır mısınız?"

「スミスさんをお願いしたいのですが」「そのまま切らずにお待ちください」

Bay Smith ve ben uzun süredir birbirimizi tanıyoruz.

スミス私とは長い間の知り合いです。

Bay Smith diye biri sizinle görüşmek için geldi.

スミスさんとか言う方が見えています。

Bay Smith Jane'e kendisi ile evlenmesini rica etti.

スミス氏はジェーンに結婚を申し出た。

Bay Smith öğle yemeği yemek için dışarı çıktı.

スミスさんは昼食をとりに出かけました。

Bay Smith bu okulu kırk yıl önce kurdu.

スミス氏が40年前にこの学校を創立した。

Bay Smith tanıdığım kadarıyla alçak gönüllü bir adamdı.

私が知る限りスミスさんは控え目な人だった。

Jack ve Peggy Rev John Smith tarafından evlendirildiler.

ジャックとペギーの結婚式はジョン・スミス牧師により行われた。

Bayan Smith okulu bırakınca bizim sınıfımızdan kim sorumlu olacak?

スミス先生が学校を辞めたら、誰が私たちのクラスを担当するのだろう。

Bay Smith, her sabah yürüyüşü bir kural haline getirdi.

スミスさんは毎朝散歩をすることにしている。

Gelmek için söz verdiği halde Bay Smith henüz dönmedi.

スミスさんは彼が約束した時間を過ぎてもまだ現れなかった。

Yaşlı Bay Smith yapabildiği kadar çok para tasarrufu yapıyor.

年老いたスミスさんは出来るだけお金をためている。

Bay Smith her zaman derslerine bir şaka ile başlar.

スミス先生はいつも冗談から講義を始める。

Sen dışardayken Bay Smith diye biri seni görmeye geldi.

- 留守中スミスさんという方が来ました。
- スミスさんとか言う人があなたの留守の間に訪ねてきました。

Bay Smith her sabah yürümeyi bir kural olarak benimsiyor.

スミスさんは毎朝散歩をすることにしている。

Bana bu makinenin nasıl kullanılacağını öğreten Bay Smith idi.

あの機械の使い方を私に教えてくれたのはスミス氏だった。

Bayan Smith, benim bir arkadaşım Pierre Dubois tanıtmak istiyorum.

スミスさん、ピエール・デュボワをご紹介しますわ、私の親友なの。

- Bay Smith'i az tanırım.
- Bay Smith ile sadece merhabam var.

スミス氏とは会えば会釈するくらいの知り合いです。

Bay Smith New York'ta doğduğunu ama eşinin Japonyalı olduğunu söylüyor.

スミスさんは、自分はニューヨークの生まれだが妻は日本だと言う。

Bay Smith başkaları hakkında kötü bir şey söylemeyecek kadar çok kibar.

スミスさんは礼儀をわきまえているので他の人の悪口は言わない。

Bay Smith o kadar çabuk konuştu ki onun ne dediğini anlayamadım.

スミスさんがあまりにも早口でしゃべるので、言うことが聞き取れませんでした。