Translation of "Ailesi" in Japanese

0.078 sec.

Examples of using "Ailesi" in a sentence and their japanese translations:

- Onun ailesi çok geniş.
- Onun ailesi çok büyük.
- Geniş bir ailesi var.

彼女の家族は大人数だ。

Ailesi tarlada çalışıyor.

彼の家族は畑で働いている。

Tom'un ailesi Avustralya'da.

トムの家族はオーストラリアにいる。

Onun ailesi büyüktür.

- 彼の所は大家族だ。
- 彼の家族は大家族だ。

- Onun ailesi çok geniştir.
- Onun ailesi çok büyük.

彼のうちは大家族だ。

Onun bütün ailesi öyledir.

家族全員がよく似ているんだ。

Ailesi çocuğu okuldan aldı.

その少年は両親に学校をやめさせられた。

Smith ailesi Ohio'ya taşındı.

スミス一家はオハイオウ州に引っ越した。

Smith ailesi bizim komşumuzdur.

スミスさん一家は私たちの隣人です。

O, ailesi hakkında konuştu.

彼女は自分の家族について話をした。

Ailesi için çok çalıştı.

彼は家族のために、とても一生懸命働いた。

Onun ailesi buğday çiftçileriydi.

彼の家族は小麦農家だった。

Onun ailesi beni sevdi.

彼の家族は私を愛していた。

Onun ailesi Brezilya'ya taşındı.

彼女の一家はブラジルへ移住して行った。

Van Horn ailesi zengindi.

ヴァンホーン家は裕福だった。

Tom ailesi hakkında konuştu.

トムは自分の家族について話した。

Ormanda yaşayan bir fil ailesi.

‎森に生息するゾウの家族だ

Kraliyet ailesi İmparatorluk Sarayı'nda yaşıyor.

- 王室の家族は皇居に住んでいる。
- 王家の家族は皇居に住んでいる。

Smith ailesi evlerini beyaza boyattılar.

- スミス夫妻は家を白色に塗ってもらってた。
- スミス家は家を白く塗ってもらった。

Onun geçindirecek bir ailesi var.

- 彼は家族を養わなければならない。
- 彼には養うべき家族がいる。

Onu destekleyecek bir ailesi yok.

彼には養わなければならない家族はいない。

Bakacak büyük bir ailesi vardı.

彼には扶養家族が多かった。

O, ailesi için bir onurdur.

彼は家の誉れだ。

Onun ailesi tamamen çok iyidir.

彼の家族はみんな元気です。

Ailesi için sağlıklı yemekler hazırlar.

彼女は家族のために健康によい食事を準備する。

Ailesi Hokkaido'ya taşınmış gibi görünüyordu.

彼女の家族は北海道に引っ越していたようだった。

O, ailesi ile birlikte yaşıyor.

彼は両親と住んでいる。

Ailesi ile birlikte Hawaii'ye gitti.

彼は家族と一緒にハワイに旅行した。

Onun destekleyecek bir ailesi var.

彼には養うべき家族がいる。

Kız ve ailesi çok sempatik.

少女と両親はとても思いやりがあった。

Ailesi için yemek pişirmeyi sever.

彼女は家族のために料理するのが好きです。

Onun büyük bir ailesi vardır.

- 彼は扶養家族が多い。
- 彼は大家族だ。

Tom'un ailesi onu terk etti.

トムは親に置いて行かれた。

Amcamın büyük bir ailesi var.

- 私の叔父は大家族だ。
- おじさんの家族は多い。

Arkadaşımın büyük bir ailesi var.

- 友人の家は大家族です。
- 友達んちは大家族なんだよ。

Onların ailesi bizimkinden daha yaşlı.

彼らの両親はうちの両親より年をとっています。

- Bakması gereken büyük bir ailesi var.
- Geçimini sağlaması gereken büyük bir ailesi var.

- 彼には養うべき大家族がある。
- 彼には扶養すべき大家族がある。

- Onun ailesi ile ilgili hiçbir şey bilmiyorum.
- Onun ailesi hakkında hiçbir şey bilmiyorum.

彼女の家族については何も知らない。

Beyaz lahana ailesi sülfür açısından zengindir.

キャベツ類は硫黄が多く含まれています

Kendisi ve ailesi için engelleri vardı.

彼は 彼自身と家族のために 障害を負ったんです

Sıradan Rusların çoğu, Çar ve ailesi.

殆どの一般のロシア人はまだ皇帝と その家族を支持していた

Isonos ailesi sık sık yürüyüşe giderdi.

磯野さん一家はよくハイキングに行ったものだ。

Onun ailesi onun üniversiteye gitmesini istiyor.

両親は、彼に大学へ行ってもらいたいと思っている。

Onun geçindirecek büyük bir ailesi var.

- 養っていかねばならない大家族がいるのです。
- 彼は養っていかなければならない大家族がある。
- 彼は養うべき大家族を持っている。
- 彼は多くの扶養家族がいる。
- 彼には養わなければならない大家族がある。

Ölmekte olan hastanın ailesi ne olacak?

瀕死の患者の家族についてはどうでしょうか。

Ailesi on yedinci yüzyıla kadar dayanıyor.

彼の家系は17世紀にさかのぼる。

O, ailesi için yemek pişirmeyi sever.

彼は家族のために料理をするのが好きだ。

Mary bir çocukken ailesi çok fakirdi.

メアリーが子供の頃、彼女の家はとても貧乏だった。

Kral ve ailesi kraliyet sarayında yaşar.

国王とその家族は王宮に住んでいる。

Ailesi onun küçük geliriyle yaşamak zorunda.

彼の家族は彼のわずかな収入で暮らさなければならない。

O ailesi için sevgisinin derinliğini gösteriyor.

それは家族に対する彼の愛の深さを示している。

Tom çocukken ailesi oldukça çok gezinirdi.

トムさんのお家はトムさんの子供のころ、よく引っ越しました。

Amcamın bakacağı büyük bir ailesi var.

- 私の叔父は大家族を養わなければならない。
- 私のおじは大家族を養わなければならない。

Yamada ailesi buranın altındaki dairede yaşıyor.

山田さん一家はこの下のアパートに住んでいる。

Tom Mary'ye ailesi hakkında soru sordu.

トムはメアリーに彼女の家族についてたずねた。

...bir gece maymunu ailesi daha yeni uyanıyor.

‎ヨザルの家族が ‎目覚めるところだ

Zengin kısımda ziyaret ettiğimiz Howard ailesi var.

裕福な層である ハワード家を訪ねました

Bay Aoyama'nın geçindirecek büyük bir ailesi var.

青山さんは養う家族が多い。

Ailesi için yiyecek ve giyecek temin etti.

彼は家族に衣食を与えた。

- Onun ailesi çiftçiydi.
- Onun anne-babası çiftçiydi.

彼の両親はお百姓でした。

Onun ailesi banliyölerde yeni bir eve taşındı.

彼の一家は、郊外の新しい家に引っ越した。

Tom'un ailesi o bir çocukken biraz gezdiler.

トムさんのお家はトムさんの子供のころ、よく引っ越しました。

Bazen dışarıda ailesi ile birlikte yemek yedi.

彼は時々家族で外食した。

Aslında ailesi onun arkadaşları hakkında hiçbir şey bilmiyordu.

彼女の家族は、実にところ、彼女の友人関係を何も知らなかった。

Ailesi kırk yıl önce anavatanından Brezilya'ya göç etti.

彼の家族は40年前に母国からブラジルへ移住しました。

Ailesi yoksuldu ve yoksul insanlar genellikle müzik duymadı.

彼の家は貧しく、貧しい人々はあまり音楽を聞かなかったのです。

Tanaka ailesi bu öğleden sonra bizi ziyaret edecek.

今日の午後田中さん一家がうちに来る。

16 üyeleri var. Buraların en büyük su samuru ailesi.

‎16匹の家族は ‎ここでは最大級だ

Paul'un ailesi yaz mevsimini her yıl deniz kenarında geçiriyor.

ポールさんの家族は毎年、海岸でひと夏を過ごします。

Sosyal görevliden Stevenson ailesi hakkındaki bilgiyi takip etmesi istedi.

その社会奉仕家はスチブンソン家に関する情報をあくまでも追跡するよう求められた。

Ailesi konfor içinde yaşayabilsin diye gündüz ve gece çalıştı.

- 彼は自分の家庭が楽に暮らせるように日夜働いた。
- 彼は自分の家族が楽に暮らせるように日夜働いていた。

O, genç olduğu için bakacak büyük bir ailesi vardı.

彼はあのように若いのに、養わなければならない大家族を抱えている。

Tanaka ailesi onlarla yemek yemem için beni davet etti.

田中さん一家が私を食事に招いてくれた。

Rodrigo'nun ailesi bir köpek sahiplenmek için köpek barınağına gitti.

ロドリゴの家族は犬を引きとるため動物収容所に行った。

Anderson ailesi dışında herkes gelecek Perşembe akşamı partiye gidiyor.

アンダーソン一家を除いてみんな次の木曜の夕方パーティーに出かけます。

O, babasının ölümünden sonra ailesi için baş vurulacak tek kişiydi.

父の死後、彼は家族にとって唯一の頼りであった。

- Tom aile için kahvaltı hazırlamakla meşgul.
- Tom ailesi için kahvaltı hazırlamakla meşgul.

トムは家族のために朝食をせっせとつくっている。

22 dereceye düşen sıcaklığa katlanılabiliyor. Bu fil ailesi güneş çıkmadan içme suyu bulmak zorunda.

‎22度なら快適だ ‎ゾウの家族は日の出前に ‎水にありつきたい

Doktorlar onun öldüğünü düşünmüştü ama o bugün hâlâ hayatta ve sağlıklı ve bir işi ve bir ailesi var.

医者達は彼が死んだと思いましたが、今日彼はまだ生きており、健康で、仕事にも就いて家族もいます。