Translation of "Oluşan" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Oluşan" in a sentence and their japanese translations:

Yani buzulların erimesinden oluşan bu göller,

氷河が溶け出して 形成されている湖のことですが―

Aynı parçalardan oluşan bir set gibi.

パーツの揃ったキットのようです

Güneşten dolayı oluşan gölgeyi görüyor musunuz?

太陽が作り出す影が 見えるかい?

Uzmanlardan oluşan bir kurul planı tartıştı.

専門家の委員達がその案を討論した。

İnsanlardan oluşan bir kalabalık caddede toplandı.

多数の人が通りに集まった。

Minik yaratıklardan oluşan göz alıcı bir yelpaze.

‎おびただしい数の小さな命

Pirinç, bakır ve çinkodan oluşan bir alaşımdır.

- 真鍮は銅と亜鉛の合金である。
- 黄銅は銅と亜鉛の合金である。

Gençlerden oluşan bir grup yaşlı adama saldırdı.

若者のグループがその老人を襲った。

Bakın, önümüzde uzun otlardan oluşan bir duvar duruyor.

見ろ かべみたいだ ヒトモトススキだ

Her bölge, kefalet karşıtlarından oluşan bir ekiple donatılacak.

保釈計画が実施される各地域に 保釈支援者のチームを設置します

İnsan saç ve tırnaklarındaki keratin lifinden oluşan boynuz

成分は人の髪や爪と同じ ケラチンですが―

Genelde bu büyük maymunlar yapraklardan oluşan yuvalarında uyur.

‎普通なら樹上のねぐらで ‎寝ている時間だ

Develerden oluşan uzun bir kervan batıya doğru ilerliyordu.

ラクダの長い列が西に向かって移動していた。

Üçüncüsü ise uyum, bağ ve birlikten oluşan bir deneyimdi.

そして第3に 調和と絆と結合の体験です

Bir dişi aslan, 13 aslandan oluşan sürüsüyle ava çıkmış.

‎メスが率いる ‎10頭以上のライオンの群れだ

Onun yerine tuzak tellerinden oluşan ağları aracılığıyla yoklar dünyayı.

‎張り巡らせた糸の震動で ‎周囲の状況を知る

Gözlerindeki, ışığa duyarlı hücrelerden oluşan yatay hatla ufku tararlar.

‎頭を動かさずに水平方向を ‎見渡せる目の構造をしている

Yardımcıları, irtibat subayları ve kuryelerden oluşan özel askeri personeli.

彼の民間の軍事スタッフは、補佐官、連絡官、および事務員で構成されていました。

Uçuş kontrol ekiplerinden oluşan ekipler, uzay aracının yörüngesini ve

フライトコントローラーのチームは24時間体制で運用され、宇宙船の軌道と

Karbon monoksit karbon bileşiklerinin tam yanmamasından oluşan zehirli bir maddedir.

一酸化炭素とは炭素化合物の不完全燃焼で発生する有害物質です。

Orada çok yetenekli ve özverili bilim insanlarından oluşan bir ekip buldum

そこには 非常に有能で献身的な 科学者達から成るチームがいて

Dünyanın doğal olarak oluşan tek bir uydusu vardır, o da aydır.

地球は自然に発生した衛星を一つ有する。それは月だ。

Binlerce ufak lensten oluşan gözleri ortamda bulunan en ufak ışığı bile süzer.

‎数千もの小さなレンズが ‎集まった目で‎― ‎わずかな光をかき集める

- Elli develi bir kervan, çölde yavaş yavaş ilerliyordu.
- Elli tane deveden oluşan bir kervan, çölde yavaş yavaş ilerledi.

50頭の駱駝から成る隊商が砂漠の中をゆっくりと進んでいた。