Translation of "Makinesi" in Japanese

0.004 sec.

Examples of using "Makinesi" in a sentence and their japanese translations:

Bir empati makinesi.

「感情移入マシン」です

Çamaşır makinesi bozuk.

その洗濯機は故障している。

- Masanın üstündeki hesap makinesi benim.
- Masadaki hesap makinesi benim.

- テーブルの上の電卓は私のです。
- 机の上のカルキュレーターは私のです。

Çamaşır makinesi biraz bozuk.

その洗濯機はすこし故障している。

- Çamaşır makinesi harika bir icattır.
- Çamaşır makinesi muhteşem bir icat.

洗濯機はすばらしい発明品だ。

- Hesap makinesi muhteşem bir icat.
- Hesap makinesi harika bir icat.

計算機はすばらしい発明品だ。

Ben yeni bir tıraş makinesi aldım.

新しい髭剃りを買いました。

Yanına bir fotoğraf makinesi almayı unutma.

カメラを持っていくのを忘れないでください。

Onun bir otomatik çamaşır makinesi var.

彼女は自動式の洗濯機をもっている。

Yeni bir fotoğraf makinesi almak istiyorum.

私は新しいカメラを買いたい。

Önceki gün bir fotoğraf makinesi kaybetmiştim.

私はその前日にカメラをなくしてしまった。

Annem bana bir dikiş makinesi verdi.

母がミシンをくれた。

Çamaşır makinesi tuhaf bir ses çıkartıyor.

洗濯機から変な音がしてるよ。

Uzun zamandır istediğim fotoğraf makinesi budur.

これがまさに私が長い間欲しいと思っていたカメラだ。

Teyzem bana bir fotoğraf makinesi verdi.

叔母が私にカメラをくれた。

Evde bir çamaşır makinesi var mı?

家に洗濯機はある?

Bir saç kurutma makinesi getirdin mi?

ドライヤー持ってきた?

Tom yeni bir fotoğraf makinesi aldı.

トムは新しいカメラを買った。

Ellerimde bulaşık makinesi deterjanı döküntüsü var.

- 食器用洗剤で手がかぶれました。
- 台所洗剤で手に発疹ができた。

Kızım için yeni bir fotoğraf makinesi alacağım.

私は娘にカメラを買ってやるつもりです。

İlk baskı makinesi Gutenberg tarafından icat edilmiştir.

最初の印刷機はグーテンベルグによって発明された。

Ben, yeni bir dikiş makinesi satın aldım.

私は新しいミシンを買った。

140 kiloluk bir ölüm makinesi. Beni fark etmedi.

約(やく)140キロの殺人(さつじん)マシンだよ バレてない

Bir gün bir pamuk şekeri makinesi satın alacağım.

いつか、綿菓子をつくる機械を買うんだ。

Japonya'da neredeyse her ailenin bir çamaşır makinesi var.

日本では、ほとんどすべての家庭に洗濯機があります。

Hiçbir şey bir fotokopi makinesi kadar yararlı değildir.

コピー機ほど便利なものはない。

O her sabah elektrikli tıraş makinesi ile tıraş olur.

彼は毎朝電気カミソリで顔をそる。

Bu satış makinesi dün gece serseriler tarafından tahrip edildi.

昨夜、この自動販売機は愚連隊によって壊されました。

- Bu dün satın aldığım kamera.
- Dün aldığım fotoğraf makinesi bu.

これは私がきのう買ったカメラです。

İlk elektrikli hesap makinesi 19.yüzyılın sonlarına doğru ortaya çıktı.

最初の電気計算器は19世紀末に出現した。

- Yanına bir fotoğraf makinesi almayı unutma.
- Yanına kamera getirmeyi unutma.

カメラを持っていくのを忘れないでください。

Onun eski bir kamyoneti ve büyük, hırpalanmış bir biçme makinesi vardı.

彼は小型トラックとよれよれの大きな芝刈り機をもっていた。