Translation of "Lucy" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Lucy" in a sentence and their japanese translations:

- Lucy Amerika'dan geldi.
- Lucy Amerikalıdır.

ルーシーはアメリカ出身だ。

- Lucy telefon etti mi?
- Lucy aradı mı?
- Lucy hâlâ aramadı mı?

- ルーシーはもう電話しましたか。
- ルーシーはもう電話をかけた?

Lucy kesin gelecek.

ルーシーは必ず来る。

Lucy kesinlikle gelecek.

ルーシーは必ず来る。

- Lucy tenis oynamayı seviyor.
- Lucy tenis oynamayı sever.

ルーシーはテニスをするのが好きです。

- Lucy ailesini mutlu etti.
- Lucy ebeveynlerini mutlu etti.

ルーシーは両親を幸福にした。

Lucy Amerikalı bir öğrencidir.

ルシーはアメリカからきた学生だ。

Lucy yemek çubuklarını kullanamıyor.

ルーシーは箸が使えないんだ。

Lucy ışık anahtarını açtı.

ルーシーは電灯のスイッチをつけた。

Lucy şimdi mutfakta olmalı.

- ルーシーは今台所にいるでしょう。
- ルーシーは今台所にいるはずだ。

Lucy yemek çubuklarını kullanamaz.

ルーシーは箸が使えないんだ。

Köpeğime Lucy tarafından bakılmıştır.

- 私の犬はルーシーに世話をしてもらいました。
- ルーシーに私の犬の面倒を見てもらった。

Zaten Lucy aradı mı?

ルーシーはもう呼んだのか?

- Lucy ara sıra May'i ziyaret eder.
- Lucy bazen May'i ziyaret eder.

ルーシーはときどきメイを訪ねます。

Lucy kesinlikle pop şarkıcısıyla evlenecek.

ルーシーが流行歌手と結婚するのは確かだ。

Ancak Lucy evinden ayrılmak üzereydi.

しかしルーシーは家を出ようとしているところです。

Lucy oldukça küçük bir kız.

ルーシーはかわいい女の子だ。

Lucy ve köpeğini ezen onun arabasıydı.

ルーシーと犬をひいたのは彼の車でした。

Lucy onun büyük ebeveynleri tarafından büyütüldü.

ルーシーは祖父母に育てられた。

Lucy genellikle akşam yemeğinden sonra piyano çalardı.

- ルーシーはよく食後ピアノを弾いたものだ。
- ルーシーは夕食後によくピアノを弾いていた。

Lucy üç gün önce beni görmeye geldi.

ルーシーが三日前に私のところに遊びに来ました。

Lucy çocuğa yakınlaştı ve elini onun kafasına koydu.

- ルーシーは少年に近づいてきて、少年の頭の上に手を置いた。
- ルーシーは少年に近付き、少年の頭の上に手を置いた。

Lucy eve gitmek için ağlamaya başladığında, ancak varmıştık.

着いたと思ったとたんに、ルーシーが家へ帰りたいと泣き出した。

Lucy benim sahip olduğum kadar çok sayıda arkadaşa sahip.

- ルーシーには私と同じぐらい友達がいます。
- ルーシーにも私と同じくらいたくさん友だちがいる。

Lucy beni terk edinceye kadar onu ne kadar çok sevdiğimi fark etmedim.

ルーシーがいなくなって初めて、彼女をどんなに好きだったかに気が付いた。