Translation of "Kurdu" in Japanese

0.008 sec.

Examples of using "Kurdu" in a sentence and their japanese translations:

Bir sahil kurdu.

‎小型のオオカミだ

3 bölüm kurdu:

彼の個人的なオフィスやキャビネット、主に軍の動きを取り扱う熟練した民間人の店員、

Bugünkü şirketi kurdu.

彼がその会社を現在のようにした。

Adam karısıyla arkadaşlık kurdu.

その男は妻と交際し始めた。

Mükemmel bir iş kurdu.

- 彼は立派な商売を築きあげた。
- 彼はすばらしい商売を築き上げている。

Annesiyle henüz bağlantı kurdu.

彼はまだお母さんと連絡を取っていない。

O, beyzbol takımı kurdu.

彼はその野球チームのメンバーになった。

Tom bir tuzak kurdu.

トムはわなを仕掛けた。

Tom bana tuzak kurdu.

トムは私を罠にはめた。

O grubu Dick kurdu.

そのグループはディックが作った。

Babam alarmı altıya kurdu.

父は目覚しを6時にあわせた。

Yatmadan önce alarmı kurdu.

- 彼は寝る前に目覚ましをかけた。
- 彼は寝る前に目覚し時計をあわせた。

Onlar çadırını sahilde kurdu.

彼らは浜辺にテントを張った。

Onlar çadırlarını sahilde kurdu.

彼らは浜辺にテントを張った。

Tom bir kitap kurdu.

トムは本の虫だ。

İngilizler Amerika'da koloniler kurdu.

イギリス人はアメリカに植民地を樹立した。

O, şirketini o yıl kurdu.

彼はその年に自分の会社を設立した。

O, kitap kurdu denilen şeydir.

彼はいわゆる本の虫だ。

O, evi hakkında hayal kurdu.

彼は故郷の夢を見た。

İşçiler bir insan barikatı kurdu.

労働者たちは人垣を作った。

O, yeni bir iş kurdu.

彼は新しい商売を始めた。

O sözde bir kitap kurdu.

彼女はいわゆる本の虫です。

Bu kurdu uzun süre uzak tutamayız.

オオカミはもう迫ってくる

Bu yüzden küçük bir fabrika kurdu

それでルーは 町工場を立ち上げて

İnsanlar orada kiliseler ve okullar kurdu.

人々は教会や学校をそこに設立した。

O şimdi evli ve yuvasını kurdu.

- 彼女は今では結婚して身を固めている。
- 今や彼女は結婚して落ち着いた。

O, skandal için bana tuzak kurdu.

奴が俺をわなにはめてスキャンダルにおとしいれた。

O, son zamanlarda bir şirket kurdu.

彼は最近会社を設立した。

Hayvanı yakalamak için bir tuzak kurdu.

彼はその動物をとらえるためにわなをしかけた。

Kendisi kitap kurdu denilen türde birisi.

彼女はいわゆる本の虫です。

Babam işini 40 yıl önce kurdu.

父はこの事業を40年前に始めた。

O, kitap kurdu diyebileceğin bir kişidir.

彼は本の虫と言ってもいいような人だ。

- Annem sofrayı kurdu.
- Annem masayı hazırladı.

母がテーブルに食事の準備をした。

O, okulu beş yıl önce kurdu.

彼は5年前にその学校を創立した。

Tom Mary için bir websitesi kurdu.

- トムはメアリーに関するウェブサイトを立ち上げた。
- トムはメアリーのためにホームページを開設した。

Bu kurdu çok uzun süre uzak tutamayız.

オオカミはもう迫ってくる

Hükümet, sorunu araştırmak için bir komite kurdu.

政府はその問題を調査するために委員会を設立した。

Yıllar sonra Avrupalılar kıyı bölgelerinde sömürgeler kurdu.

数年後、ヨーロッパ人たちは沿岸の植民地に住み着いた。

Ancak prenses odasında barikat kurdu ve çıkmadı.

しかし王女は部屋に立てこもって出てこなかった。

Tom çalar saatini saat 2.30'a kurdu.

トムは目覚ましを2時半にセットした。

Onun ikinci oğlu evlendi ve yuva kurdu.

彼の二番目の息子は結婚して身を固めた。

O yerliler ile samimi bir ilişki kurdu.

彼は原住民との友好関係を確立した。

Hukuk sınavını geçti ve bir hukuk bürosu kurdu.

彼は司法試験に合格し、法律事務所を創設した。

Bay Smith bu okulu kırk yıl önce kurdu.

スミス氏が40年前にこの学校を創立した。

- Tom saat altıda gitmek için çalar saati kurdu.
- Tom çalar saati sabah 6:00'da çalması için kurdu.

トムさんは目覚まし時計を六時に鳴るように設定しました。

Başarılı konser turu bir şarkıcı olarak onun ününü kurdu.

そのコンサート旅行が成功したので彼女の歌手としての名声は固まった。

O geçen sene Japon kültürüyle ilk defa temas kurdu.

- 彼女は昨年はじめて日本の文化に触れた。
- 彼女は去年初めて日本文化に触れた。

Yunus ve eğitmen beklediğimizden çok daha iyi iletişim kurdu.

調教師とイルカはお互いに私たちが予想したよりはるかにコミュニケーションを上手にをした。

Dr. Patterson, işaret dili kullanarak bir goril ile iletişim kurdu.

パターソン博士は手話を使ってゴリラと意志を通じ合った。

Yıllar süren çapkınlıktan sonra, Tom sonunda Mary ile yuva kurdu.

何年も女遊びをした後、トムは遂にメアリーと結婚して身を落ち着けた。

- Tom, Mary ile temasa geçti.
- Tom, Mary ile bağlantı kurdu.

トムはメアリーに連絡した。

Ancak 1804'te Napolyon yeni bir imparatorluk kurdu ve eski rütbeyi geri getirdi.

しかし、1804年に、ナポレオンは新しい帝国を設立し、古代の階級を復活させました。

Milattan önce 508 yılında , Atina hükümdarı Kleistenes bir tiran görünümünü önlemek için sürgün kurdu.

紀元前508年にアテネの指導者となったクレイステネスは、僭主の出現を防止するために陶片追放の制度を始めた。

- Tom arka bahçesinde bir eskimo kulübesi inşa etti.
- Tom arka bahçesine bir iglo kurdu.

トムは裏庭にかまくらを作った。