Translation of "Kol" in Japanese

0.006 sec.

Examples of using "Kol" in a sentence and their japanese translations:

Bu kol dönmüyor.

このハンドルはどうしても回らない。

- Kol saatimin tamir edilmesi gerekiyor.
- Kol saatimin onarılması gerekiyor.

- 私の時計は修理が必要だ。
- 私の時計は修理の必要がある。

...katiller sokakta kol geziyor.

‎危険な動物がいる

Sevenler kol kola yürüyordu.

恋人たちはお互いに腕を組んで歩いていた。

Çift kol kola yürüyordu.

二人は腕を組んで歩いていた。

- Amcam bana bu kol saatini verdi.
- Dayım bana bu kol saatini verdi.
- Eniştem bana bu kol saatini verdi.

おじはこの時計をくれた。

Nehir kıyılarında jaguarlar kol gezer.

‎川辺を歩くジャガー

Her köşede... ...tehlike kol geziyor.

‎あちこちに‎― ‎危険が潜む

Sıranın üstündeki kol saati benimkidir.

机の上の腕時計は私のです。

Onlar birbirleriyle kol kola yürür.

彼らは、お互い、手をくんでいる。

Kapıya yeni bir kol taktım.

私は戸に新しい取っ手を付けた。

- Kol saatimi kaybettim.
- Saatimi kaybettim.

- 私は時計を失ったままなんですよ。
- 私は時計をなくしてしまった。

Ona bir kol saati aldım.

私は彼女に腕時計を買って上げた。

Babası ile kol kola yürüdü.

彼女は父親と腕を組んで歩いた。

Hırsızlar gece yarısı kol gezer.

泥棒は真夜中にうろつき回る。

Ben onların kol kola yürüdüğünü gördüm.

私は彼らが腕を組んで歩いているのを見た。

Bu kol saati yeni bir model.

この腕時計は新型です。

Kol saatin zamanı doğru gösteriyor mu?

あなたの時計、時間は狂いませんか。

Düşük ışığa duyarlı kameralar Mumbai sokaklarında kol gezen...

‎高感度カメラが ‎その姿をとらえた

- Kolkola yolda yürüyorlardı.
- Cadde boyunca kol kola yürüyorlardı.

彼らは腕を組んで通りを歩いていた。

Onlar onu onun kol saati ile kimliğini saptayabildiler.

彼の身元は腕時計で確認できた。

Tehlike karanlıkta kol gezerken onları yalnız bırakma riskine giremez.

‎母親は安全を優先して ‎子供たちのそばに戻った

Nihayetinde, yaklaşık 100 gün sonra, kol tamamen yeniden büyümüştü.

‎約100日後には ‎元の長さになっていた

Chris, Beth'in değerli kol saatini bulamadığını duyduğunda üzüntüsünü gizleyemedi.

ベスがその貴重な時計を見付けられないと知って、クリスは悲しみを隠せませんでした。

Steve ve Jane her zaman, kol kola okula yürürler.

スティーブとジェーンはいつも腕を組んで歩いて通学している。

- Annemize bir kol saati verdik.
- Annemize bir saat hediye ettik.

我々は母に時計をプレゼントした。

O, uzun kol ve bacaklarıyla, çok uzun boylu ve inceydi.

彼は手足が長く、背が高くてやせていた。

- Bu benim dün aldığım kol saati.
- Dün satın aldığım saat budur.

- これは私が昨日買った時計です。
- どうぞ、昨日買った時計なんですよ。

- Korkarım ki saatin 2 dakika geri.
- Korkarım ki kol saatiniz iki dakika geri.

あんたの時計は2分遅れていると思う。

- Saatimi düşürdüğümü eve gidene kadar fark etmedim.
- Saatimin olmadığını eve dönünce fark ettim.
- Kol saatimi kaybettiğimi eve geldiğimde fark ettim.

家に帰るまで、時計をなくしてしまったことにきづかなかった。