Translation of "Ettiğini" in Japanese

0.026 sec.

Examples of using "Ettiğini" in a sentence and their japanese translations:

İnsanlarınıza hak ettiğini,

社員を正しく扱い

Topluluğunuza hak ettiğini,

コミュニティに正しく接し

Tavsiye ettiğini uygula.

人に説教することを自らも実行せよ。

ürünlerinize hak ettiğini verirseniz

製品を適切に作るなら

Şikayet ettiğini duymaktan bıkıyorum.

僕はもう君がぐちをこぼすのを聞き飽きている。

Tom kabul ettiğini söyledi.

トムは同意していたと言った。

- Rüşvet kabul ettiğini inkar etti.
- Rüşveti kabul ettiğini inkâr etti.

彼は賄賂を受け取らなかったと言った。

Onun çalışmaktan nefret ettiğini söylüyorlar.

噂では勉強が嫌いだそうだ。

Hangisini tercih ettiğini sorabilir miyim?

どちらがすきかお尋ねしてもよいですか。

Artık şikâyet ettiğini duymak istemiyorum.

君の愚痴はもう聞きたくないよ。

Gazete onun intihar ettiğini söylüyor.

新聞によると彼が自殺したようだ。

Babasına yardım ettiğini hiç görmedim.

私は彼女が父親を手伝うのを見たことがない。

Babanın vefat ettiğini duyduğuma üzgünüm.

お父上がお亡くなりになったと聞いてお気の毒に思います。

Babanın vefat ettiğini duyduğuma üzüldüm.

お父さまがお亡くなりになったそうで。

Dünyanın hareket ettiğini hissettin mi?

あなたは地面が動くのを感じましたか。

Roy, dün onu ziyaret ettiğini reddetti.

ロイは昨日彼女に会いに行ったことを否定した。

Ben onunla hâlâ arkadaşlık ettiğini duydum.

まだあんな男と付き合っているんだそうだね。

Kasabayı niçin terk ettiğini kimse bilmiyor.

だれも彼が町を去った理由を知らない。

Ona arabasını nereye park ettiğini sor.

彼にどこに駐車したのか聞いてください。

Mikroskopu kimin icat ettiğini biliyor musun?

- 誰が顕微鏡を発明したかご存知ですか。
- 顕微鏡を発明したのは誰だか知ってる?

Bell'in telefonu icat ettiğini herkes bilir.

ベルが電話を発明したことは誰でも知っている。

Joan ile kavga ettiğini mi söyledin?

あなた、ジョーンと喧嘩したんですって?

Kitabı kütüphaneye iade ettiğini iddia ediyordu.

彼は、その本はすでに図書館に返したと主張した。

Telgrafı kimin icat ettiğini biliyor musun?

電信を発明したのは誰だか知っていますか。

Kuşların neden göç ettiğini merak ediyorum.

なぜ鳥は移り住むのでしょうか。

Barutu kimin icat ettiğini biliyor musun?

火薬を発明した人が誰か、知ってる?

Jim onun kime telefon ettiğini duyabiliyordu.

ジムは彼女が誰に電話を掛けているのか聞き取れた。

O, onun elektriği israf ettiğini düşündü.

彼女は彼が電気を無駄遣いしていると考えた。

Tom Mary'nin kendisinden nefret ettiğini bilmiyor.

トムはメアリーが自分を嫌っていると知らない。

- Bu makineyi kim icat ettiğini biliyor musun?
- Bu makineyi kim icat ettiğini biliyor musunuz?

誰がその機械を発明したのか知っていますか。

Onunla ne zaman dans ettiğini gördünüz mü?

君は彼女が彼と踊っているのをいつ見ましたか。

Antropolog bölgede tuhaf geleneklerin devam ettiğini söylüyor.

その地域には風変わりな風習が今もなお続いている、とその人類学者は言う。

Adamın onu takip ettiğini fark edince korktu.

その男がつけてくることに気づいて彼女は恐くなった。

İki adamın bıçak için mücadele ettiğini gördüm.

2人の男がナイフを奪い合っているのを見た。

O, Paul'ün onu ağaç ettiğini fark etti.

彼はポールがまちぼうけをくわせたのだと悟った。

Onun yemekleri hakkında şikâyet ettiğini hiç duymadım.

彼が食事のことで不平を言うのを耳にしたことがない。

Onun onun babasına yardım ettiğini asla görmedim.

私は彼女が父親を手伝うのを見たことがない。

- Fred benden nefret ettiğini söyleyecek kadar uzağa gitti.
- Fred benden nefret ettiğini söyleyecek kadar ileri gitti.

フレッドは私を嫌っているとまでいった。

Buraya gelmek için beni neyin motive ettiğini bilmiyorum.

どういうはずみでここに来たのか自分でもわからない。

- Kendini kaldırılmış hissetti.
- Kız ona nankörlük ettiğini hissetti.

彼女は体がもちあげられるのを感じた。

Şu çocuğun bisikletle Hokkaido'dan Kyushu'ya seyahat ettiğini duydum.

その少年は北海道から九州まで自転車旅行をしたそうです。

Biz Kolomb'un 1492 yılında Amerika'yı ziyaret ettiğini biliyorduk.

私たちはコロンブスが1492年にアメリカを訪れたことを知っていた。

Bana arabanı nereye park ettiğini hatırlamadığını mı söylüyorsun?

自分の車を止めたところが思い出せないってこと?

O, Amerika'nın 1776 yılında bağımsızlığını ilan ettiğini söyledi.

アメリカは1776年に独立を宣言したと彼は言った。

O çocuğun bisikletle Hokkaido'dan Kyushu'ya seyahat ettiğini duydum.

その少年は北海道から九州まで自転車旅行をしたそうです。

- Onun yaklaşık iki yıl önce vefat ettiğini bilmiyor muydun?
- Onun yaklaşık iki yıl önce vefat ettiğini bilmiyor muydunuz?

彼女が2年前に死んだということを知らなかったの?

Ettiğini ve isteklerimizle arzularımızı nasıl ele geçirdiğini tahmin edebiliriz.

その影響は大体想像できます

Küçük bir tarihsel perspektifin çok yol kat ettiğini düşünüyorum.

しかしまた歴史的観点が役立ちます

Bana hayvanların kokusundan nefret ettiğini yazdığı bir kartpostal göndermiş.

彼女が私に送ってきてくれた葉書には、動物のにおいが大嫌いだと書かれていました。

Eğer böyle davranırsan o senin ondan nefret ettiğini düşünür.

嫌われているのではないかと思われてしまうよ。

Ancak kısa süre sonra ordunun Napolyon'un sancağına akın ettiğini gördü.

しかし、彼はすぐに軍隊がナポレオンの旗に群がっていることに気づきました。

Bu güzel günlerden bir gün o sadece hak ettiğini alacak.

近いうちに彼は当然の報いを受けることになります。

O, karısının onu neden terk ettiğini kendi kendine merak etti.

彼はなぜ妻が自分を捨てたのかと自問した。

O, onun elinden geldiği kadar sıkı dövüşmeye devam ettiğini izledi.

彼女は必死になって戦い続ける彼を見ていた。

- Sen ne halt ettiğini sanıyorsun?
- Allah aşkına ne yaptığını sanıyorsun?

自分が一体何をしているか分かっているのか?

- Sen ne halt yaptığını sanıyorsun?
- Sen ne halt ettiğini sanıyorsun?

自分が一体何をしているか分かっているのか?

Generallerinin ve birliklerinin minnettarlığım üzerine sonsuza kadar hak iddia ettiğini söyleyin ."

彼の将軍と彼の軍隊が私の感謝の気持ちで永遠の主張を得た ことを元帥に伝えてください 。」

Hepimiz onun böyle iyi bir adamı niye terk ettiğini merak ettik.

我々は皆彼女がなぜあんな感じのいい男を捨てたのか不思議に思った。

Linda şimdi çok dans etmiyor fakat eskiden çok dans ettiğini biliyorum.

リンダは、今はあまりダンスをしないが、昔はよく踊っていたのを知っている。

Mary şimdi fazla dans etmiyor, ama eskiden çok dans ettiğini biliyorum.

- メアリーは今はあまり踊らないが、昔はよく踊っていたのを私は知っている。
- メアリーは今ではあまり踊らないが、昔はかなり踊っていたことを私は知っている。
- メアリーは、今はあまりダンスをしないが、昔は良くしたものだ。

- Onu kimin icat ettiğini merak ediyorum.
- Onu kim icat etti acaba?

誰がそれを発明したのかと思う。

Sürücü İlk otobüsün sabah saat 6:00 da hareket ettiğini söyledi.

始発のバスは午前6時に出ると運転手は言った。

- Bu figürün Marilyn Monroe'yu temsil ettiği varsayılır, ama onun adaletini temsil ettiğini sanmıyorum.
- Bu figürün Marilyn Monroe'yu temsil etmesi gerekiyor ama onun adaletini temsil ettiğini sanmıyorum.

この人形はマリリン・モンローのつもりらしいが、実物ほどよくないと思う。

Birinin beş dilden daha fazlasını akıcı olarak konuştuğunu iddia ettiğini duyduğumda şüphe ederim.

私は、5つ以上の言語を流暢に話せるという主張には、疑いを持ちます。

Birisi beş dilden daha fazlasını akıcı olarak konuşabildiğini iddia ettiğini duyduğumda tamamen inanmıyorum.

私は、5つ以上の言語を流暢に話せるという主張には、疑いを持ちます。

Sen hep yalan söylüyorsun, insanların seni ciddiye almamalarının sebebi bu. Sen hak ettiğini alırsın.

嘘ばっかりついてるから、皆に総すかんを食うんだ。自業自得だよ。